Zaman algısı halen daha açıklanmayı bekleyen bir gizem. Dunyada kayıtlara geçmiş bir kaç vaka var; duş alırken düşen su damlalarının yavaşlaması, kırılan bir pencerenin her bir zerresinin görülmesi tarzında. Belki bunlar hiç meydana gelmemis hikayelerdir fakat cogumuzda ortak bir düşünce var; sanki dün bugunden hep farklı. Bazen 10 dakika masanın uzerine dalıp uyudugumuzda saatler dolup taşacak seyleri ruyada yaşarız ki buda bir zaman kargaşasıdır. Bende sizin gibi bu konuda cok kez kendime sorular sormuşumdur. Aldığım yanıt, zamanın gercekten sadece bir algı kaynağı olduğu. Bu kaynagin anlamlastirip sayilabilir kilmak için gunesin dogup batisini referans aldigimizdir. Uzayın iki ucunda iki kisi ayni anda birer kiprit yakmak isteseler, temel baz alabilecekleri bir an yoktur. İkiside sadece kipritin cakildigini bilir. Ne zaman çakıldığı konusunda bir fikir edinemezler. Bu sebeple yaşadığımız yada yaşamadığımız olgular hep vardır ve iç içedir, bir yumak ip misali. Bizler bu yumağı açtığımız oranla zamanın değiştiğini sanırız...
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi