Felsefe Ders Notları-Felsefenin Bütün Konuları

Sponsorlu Bağlantılar

Doğuş Pertez

Doğuş Pertez

Admin
    Konu Sahibi
Felsefe Ders Notları-Felsefenin Bütün Konuları
FELSEFEYE GİRİŞ
DERSE GİRİŞ
İyi ve doğru aynı şey midir?
Doğru nedir?

‘Sınıfın tahtası yeşildir’ önermesi doğru mu?Niçin?
SUJE OBJE BİLME BİLGİ
ÖZNE NESNE
BİLEN BİLİNEN
BİLGİ;Suje obje ilişkisinin bir ürünüdür.
BU İLİŞKİ NASIL KURULUR?
Kurduğumuz ilişki şekline göre bilgi türleri oluşur.


BİLGİ TÜRLERİ

A-Gündelik Bilgi
-Duyulara dayanır
-Tecrübeye dayanır
-Sayısız tekrar vardır
-Deneme yanılma yolu ile elde edilir
-Sayısız tekrar vardır
-Rastlantıya dayanan bir neden sonuç ilişkisi vardır
-Suje bilmeyi duyular ile gerçekleştirir
Kırmızı kiraz tatlıdır
Hava kapanırsa yağmur yağar
Yeşil elma ekşidir

SUJE OBJE BİLGİ
Duyular-
Tecrübe
Deneme Yanılma



B-DİNİ BİLGİ
-Vahye dayanır
-Kesin ve değişmezdir
-İnanca dayalıdır
-Tartışılmaz
-Kabul etme vardır
oruç tutmak sevaptır.vb
GÜNAH SEVAP YARGILARI VERİR.
suje-------------obje


vahiy-inanç
sujeden bağımsız / sujenin inancı






C-BİLİMSEL BİLGİ
-Yöntemi deney gözlemdir
-Gerçeklik dünyasına ilişkindir
-Sistemlidir
-Eleştiricidir
-Kanun aşamasında kesindir.
-Akıl yürütme ve mantık ilkelerine uygundur.
Seçicidir: Sınırları belli bir varlık alanını konu edinir ve bu sınırlar dışına kesinlikle çıkmaz.NİÇİN?
Kuşkucudur: Yalnızca bilim dışı açıklamaları değil bilim çevrelerinin yaptığı açıklamalara bile kuşku ile yaklaşır.NİÇİN?
Eleştiricidir: Özellikle de var olan bilimsel açıklamalara eleştirel bir tavırla yaklaşır.NİÇİN?
Nesneldir: Herkes için tek ve değişmezdir. Kişiye gruba veya başka ölçülere göre değişmez.NİÇİN?
Evrenseldir: Nesnel olduğu içindir ki evrenin her yerinde aynı şekilde geçerlidir.
Genelleyicidir: Tek tek olgulardan hareket eder ama genellemelere, genel yargılara ulaşır. Sınıflama yapar. Benzer olayları diğerlerinden ayırır.NİÇİN?
3 BİLİM TÜRÜ VARDIR.
a-Formel bilimler:
-Gerçek obje yoktur
-D-g ye dayanmaz,kabullere dayanır
-Mantık ve matematik
-Bütün bilgi türlerinin yöntemidirler

Mantık ilkeleri özdeşlik,çelişmezlik,3. halin olmazlığı,yeter sebeptir

b-Doğa Bilimleri-Fizik-kimya vb.
c-Sosyal Bilimler-Psikoloji-sosyoloji-tarih
--ALGILAMA
--GÖZLEM
--DENEY-GÖZLEM
-hipotez
-teori
-kanun

BİLİMİN AMACI YASALARA ULAŞMAKTIR.YÖNTEMİ DENEY VE GÖZLEMDİR.DOLAYISIYLA DENEY VE GÖZLEME KONU OLAMAYAN OBJELER BİLİMİN KONUSU OLAMAZ.
--KONULARINI SINIFLANDIRARAK ELE ALIR.(PARÇALAR)NİÇİN?
--KESİN SONUÇLAR ELDE ETMEYE ÇALIŞIR.
Su NŞA da 100 derecede kaynar.

D-SANAT BİLGİSİ
-Özneldir.
-sezgiler içerir.
-yaratma vardır.
-güzellik kaygısı içerir.

‘sınıftaki Atatürk portresi güzeldir.
SUJE OBJE BİLME BİLGİ

SEZGİ/BEĞENİ PORTRE ESTETİK KAYGI GÜZEL-ÇİRKİN

E-TEKNİK BİLGİ:
-Yaşamı kolaylaştırmaya yönelik
-Araçları nasıl kullanılacağı bilgisi

a-Bilimsel temelli:Suyun kaldırma kuvveti
gemi
b-Gündelik bilgi temelli:Tahta suda batmaz

1-bilgi türlerinin özelliklerini söyleyiniz.

HER BİLGİ TÜRÜNDE SUJE OBJE İLİŞKİSİ FARKLI BİR ŞEKİLDE KURULUR.YANİ TEMELLENDİRMELER-YÖNTEMLER FARKLIDIR.ARALARINDAKİ EN ÖNEMLİ FARK BUDUR.

FELSEFİ BİLGİ

ÖZELLİKLERİ:
1-Sistemlidir
2-Düzenlidir-Tutarlıdır
3-Ortaya konuşu öznel soru ve cevapları evrenseldir
4-Eleştiricidir
5-Mantık ve akıl yürütme ilkelerine uygundur
6-Yöntemi uslamadır.
7-Filozofların düşünceleri yıkılamaz NİÇİN?
8-yığındır NİÇİN?
9-sonuç yoktur NİÇİN?
10-doğru yanlış yoktur NİÇİN?
11-ilerleme yoktur.NİÇİN?
12-konuları bütün olarak inceler NİÇİN?

1-FELSEFENİN İSPATA İHTİYACI VARMIDIR?
2-FELSEFENİN TANIMI YOKTUR .NİÇİN?
3-FELSEFE NİÇİN ‘TANRI’KAVRAMINI KULLANIR?
4-NİÇİN TEK TEK FİLOZOFLAR İŞLENECEK?

HER BAŞLIK TEK TEK AÇIKLANACAK

FELSEFENİN KONULARI
1-Varlık(ontoloji):varlığın özü-ilkeleri
2-Bilgi(epistemoloji):Bilginin kaynağı-değeri
3-Sanat(estetik):Güzel-sanat-sanat eseri
4-Ahlak(etik):Ahlak yasası-kaynağı-eylemlerin amacı-ahlaki özgürlük
5-Din :Tanrının varlığı-evrenin yaradılışı
6-Siyasetevlet düzen-birey devlet-ideal düzen
7-Bilim:Bilim nedir?-bilimin değeri
8-Değer(aksiyoloji)Değer nesneye mi aittir yoksa değeri veren biz miyiz?
9)Dil-Anlam-Fizik vb.

Bütün bu alanlar nasıl felsefenin konusu olur?
Felsefe bütün bu alanlarda bilim ve diğer bilgi türlerinin yapamadığını yapar.Uslama yolu ile temellendirmelerini yaparak bütün olarak ele alır ve sistemler kurar.





FELSEFE-BİLİM
A-ORTAK YÖNLERİ
1-Mantık ve akıl yürütme ilkelerine uygundur
2-Eleştiricidir
3-sistemlidir
4-Düzenli ve tutarlıdır
5-Genel amaçları aynıdır(İNSANIN EVRENİ ANLAMA MERAKINI GİDERMEK)
B-FARKLI YÖNLERİ
1-Yöntemleri farklıdır(TEMEL FARK-TEMELLENDİRME FARKI)
uslama-d/g
2-Konuları ele alışları farklıdır
bütün-parçalayarak
3-Özel amaçları farklıdır
sistem yaratmak-doğruları bulmak(yasalar bulmak)
4-Sonuçları farklıdır.(ilerleme)
Sonuç yoktur-kesin sonuçları vardır

‘Felsefe bütün bilimlerin anasıdır’ önermesi doğrumudur?
Varlık fel-varlık bil/fizik fel-fizik/bilim fel. –bilim nasıl olur?

FELSEFE – DİN
A-ORTAK ÖZELLİKLERİ
1-İnsan yaşamına ilişkin sorular
2-Genel amaçları aynı
3-ilerleme yok

B-FARKLILIKLARI
1-Yöntemleri farklıdır
vahiy-uslama
2-Eleştirir
3-Doğru
4-Sonuç
Felsefe bilim din aynı amaca farklı yollardan ulaşan bilgi türleridir.
Evreni anlama merakı

Uslama vahiy d-g

FELSEFE DİN BİLİM

Din felsefesi nasıl olur?Niçin?

FELSEFE-SANAT
A-ORTAK YÖNLERİ
1-Yaratıcılık
2-Anlık coşkular içerir
3-Ortaya konuşu özneldir
4-eleştiri
B-FARKLILIKLARI
1-Yöntemleri
öznel estetik kaygı-uslama-
2-Sonuçları
sonuç yok-sistem
güzeli arayış

Felsefi bilginin özellikleri anlatımla verildikten sonra belirtilen özellikler tartışılacak ve sorular yöneltilecek.
Felsefe-din-bilimin aynı amaca farklı yollardan ulaşmaya çalışan bilgi türleri olduğu vurgulanacak.Birlikte hareket etmelerinin önemi örneklerle gösterilip,birbirlerini engellemelerinin sonuçları gösterilecek.Basit düzeyde laiklik ilkesine ulaşılacak.



FELSEFE VE METAFİZİK
A-METAFİZİK(Fizikötesi)Felsefeni n ilk neden asıl varlık vb sorularını sorar.

B-METAFİZİĞİN TEMEL PROBLEMLERİ
1-Ontolojik Problemler(Varlıkla ilgili problemler)
-İdealizm
-Materyalizm
2-Kozmolojik Problemler(Evrenin yaradılışı ile ilgili problemler)
-Mekanist Görüş:Tüm evren nedensellik ilkesi ile mekanik olarak oluşur.
-Teleolojik Görüş:Tüm evren bir amaca yönelik olarak meydana gelmiştir.
-Teolojik Görüş:Evren ve olaylar Tanrı’ya dayanır
3-Ruhun Varlığı İle İlgili Problemler
-Ruh nedir?-Ruh var mıdır?-Ruh Beden ilişkisi vb sorularla ilgilenir.

FELSEFE NİÇİN GEREKLİ?



BİLGİ FELSEFESİ(EPİSTEMOLOJİ)
BİLGİ FELSEFESİ İKİ ANA KONUYLA UĞRAŞIR
1-Bilme
2-Bilgi
BİLGİ FELSEFESİNİN 4 SORUNU VARDIR
1-Bilme Etkinliği
2-Bilginin Ortaya Çıkışı
3-Doğrulama –Yanlışlama
4-Bilginin Doğrulanması-yanlışlanması
BİLGİ FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI
1-Suje-Obje
2-Doğruluk
3-Gerçeklik
4-Temellendirme

BİLGİ SUJE OBJE İLİŞKİSİNİN ÜRÜNÜDÜR.SUJE ,İLİŞKİ,OBJEDEN HER HANGİ BİRİ OLMAZ İSE BİLME GERÇEKLEŞMEZ VE BİLGİ ORTAYA ÇIKMAZ.
DOĞRU YANLIŞ BİLGİ YARGILARIDIR.BİLGİ YOK İSE DOĞRU YA DA YANLIŞ DENEMEZ.
BU DURUMDA DOĞRU VE YA YANLIŞ DEMEK İÇİN YANİ BİR ÖNERMENİN DOĞRULUK DEĞERİNİ SÖYLEYEBİLMEK İÇİN BİLGİ ,BİLGİNİN OLUŞMASI İÇİN BİLME,BİLMENİN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN SUJENİN OBJE İLE İLİŞKİ KURMASI ZORUNLULUKTUR

SORU-‘Şu an ki Fransa kralı keldir’ önermesinin doğruluğunu epistemolojik açıdan değerlendiriniz.
CEVAP-Şu an da Fransa da krallık yoktur.Dolayısıyla ilişki kurulabilecek bir obje yoktur.bu yüzden bilme gerçekleşmez dolayısıyla doğru ya da yanlış denemez

-‘Uçan at diye bir şey yoktur’ önermesinin doğrulunu epistemolojik açıdan değerlendiriniz.
-Sınıfın kapısı beyazdır önermesinin doğruluğunu epistemolojik açıdan değerlendiriniz

BİLGİ FELSEFESİNİN TEMEL SORULARI
A-Bilginin değeri ile ilgili sorular
B-Doğru bilginin ölçütü ile ilgili sorular
-Uygunluk
-Tutarlılık
-Apaçıklık
-Tümel Uzlaşım
-Yarar
C-Bilginin kaynağı ile ilgili sorular
-Doğru bilginin kaynağı nedir?
BİLGİ FELSEFESİNİN TEMEL PROBLEMİ
DOĞRU BİLGİ MÜMKÜN MÜ?
a-Doğru bilgi imkansızdır(Sofistler,Septikle r)
b-Doğru bilgi mümkündür.O HALDE KAYNAĞI NEDİR?
-Rasyonalizm(Akılcılık)Doğru bilginin kaynağı akıldır
-Emprizm(Deneycilik)Doğru bilginin kaynağı deneydir
-Kritisizm(Eleştiricilik)Doğru bilginin kaynağı eleştiridir-akıl+deney
-Pozitivizm(Olguculuk)Doğru bilginin kaynağı olgulardır
-Mantıkçı Pozitivizm(Analitik Felsefe)
-Pragmatizm(Faydacılık)Doğru bilginin kaynağı faydadır
-Entüisyonizm(Sezgicilik)Doğru bilginin kaynağı sezgilerdir
-Fenomenoloji(Görüngübilim)Doğr u bilginin kaynağı fenomenlerdir
DOĞRU BİLGİNİN İMKANSIZLIĞI
A-SOFİSTLER:
-Doğru bilginin olamayacağını savunurlar
-İnsan felsefesi yaparlar
-Tabulara karşı çıkarlar
-Bilgi duyu organları ile alınır
-Dolayısıyla kişiden kişiye değişir(RELETİVİZM-GÖRECELİLİK)
Protagoras:İnsan her şeyin ölçüsüdür
Gorgias:Hiç bir şey yoktur
Olsa bile bilinemezdi
Bilinseydi bile başkalarına aktarılamazdı
Sofistlere göre bilgi duyu organları ile alınır.Duyu organları ile alınan bilginin herkes için aynı olması mutlak olamaz çünkü aynı sınıfta bir öğrenci üşürken diğeri sınıfa sıcak diyebilir bu yüzden duyularla alınan bilgi kişiden kişiye değişir(relativizm)Bu
Durumda herkes için geçerli doğru bilgi olması imkansızdır.Doru bilgi olmadığına göre önemli olan Yararlı bilgiyi vermektir
Beş duyu organı ile alınan bilgi ancak tek duyu organı ile aktarılabiliyor.Kanaryayı nasıl anlatırız?
Sofistler niçin yararlı bilgiyi vermeye çalışır?
Sözcükler herkes için aynı şeyimi ifade eder?
Sofistlerde dağınık olan şüphecilik Septisizmle bir sisteme kavuşur.

B-SEPTİSİZM(ŞÜPHECİLİK):
Şüpheyi sistem olarak ortaya koyan ilk filozof Pyrrhondur.Amaç şüphe etmektir.Felsefi gerçeklerden ve ilkelerden şüphe vardır.İnkar yoktur,çünkü inkar yargı vermek olur.
Eski Şüphecilik
Savunucularıyrrhon,Timon
her yargının bir çelişiği vardır.dolayısı ile yargı verilemez şüphe edilir
Akademi Şüpheciliği
Savunucuları:Arkesilaos,Karnea des
Gerçek değil gerçeğe benzer şeyler vardır
Platon’un Akademiasının öğretmenleridir
17.-18.yy Şüpheciliği
Descartes,Hume
Şüphe bir yöntemdir.Amaç değil araçtır

Septisizm ile sofist şüpheciliği farkı nedir?



















DOĞRU BİLGİ MÜMKÜNDÜR(DOGMATİZM) Dogma: Din yada otoritelerce ileri sürülen bilgilerin kanıt aranmaksızın doğru bilgi sayılması
A-RASYONALİZM(AKILCILIK)
Doğru bilgi mümkündür ve kaynağı akıldır.Doğru bilgi akla dayanır
1-SOKRATES:
-İnsan felsefesi yapar
-Tabulara karşı çıkar
-Bilgi doğuştan gelir
-Herkes için doğru tektir ve değişmez
-Yöntemleri ironi ve maiotiktir
-Amacı toplumların ötesinde ahlak yaratmaktır.

--İnsan felsefesi yapar
--tabulara karşı çıkar
2-PLATON:
Sokrates’in ölümü
Geometri bilmeyen giremez--akademia
Görünümler İdealar
Değişir değişmez
Yansıma asıl
Kesin değil
Sofistleri onaylar
-Varlığın özü idealar dünyasındadır
-doğru bilgi varlığın özünün bilgisidir
-Doğru bilgi idealar dünyasındadır.
-İdealar tümel kavramlardır

Binlerce çeşit ağaç var ama o güne kadar hiç görmediğimiz bir ağaç türününde ağaç olduğunu biliriz
-bilgi doğuştan
-öğrenme yok hatırlama var
-Platon’a göre insan özgür müdür?Niçin?

3-ARİSTOTELES
Varlığın özü tek tek varlıkların içindedir
-Doğru bilgi tek tek varlıkların içindedir
YÖNTEM=TÜMDENGELİM-KIYAS

Akıl:
Edilgin akıluyularla alır
Etkin akıl:Asıl kaynak –bunu işler

Edilgin akıl Etkin akıl
Duyularla alır
Edilgin akıl verilerini işler tümel önermeler oluşturur

Tümdengelim yapar tek tek doğrulara ulaşır

Doğru bilgi tek teklerin bilgisidir-------(Öz)
Akıl duyularla gelen verileri oluşturma ve tümel kavramlara ulaşma yeteneğine sahiptir.






4-FARABİ
-İslam felsefesinin kurucusudur
-Aristo mantığı ile İslam dinini birleştirmeye çalışmıştır.
-Aristo ve platon sistemlerini birleştirmeye çalışmıştır.

2 tür bilgi vardır
1-Duyusal bilgi
-Duyu organları ile alınır
-Tekil olanın bilgisidir
-Tekil olduğu için bilimsel değildir(tümel olmalı)
2-Akli bilgi-Tekil bilgileri biçimlendirir
-genel yargılara ulaşır
-Böylece tümdengelim yapmak için genel geçer bilgiye ulaşır
-tümdengelimle tek tek doğrulara ulaşır
-doğruyu bilen iyiyi bilir.(İyiyi kötüden ayırır)
-iyiyi yapan varlığın özüne ulaşır.(Tanrı)
-EN YÜCE ERDEM BİLGİDİR

1-Aristo ve Platon’un bilgi anlayışlarını karşılaştırınız.
2-Aristo ve Farabi’nin bilgi anlayışlarını karşılaştırınız
3-Sokrates ve Sofistlerin bilgi anlayışlarını karşılaştırınız.
4-Farabi’nin bilgi anlayışını temel alarak ‘en yüce erdem bilgidir’ sözünü açıklayınız.
5-DESCARTES:
Descartes şüpheciliği(ŞÜPHE DOĞRU BİLGİYE ULAŞMANIN ARACIDIR)
Doğuştan düş gücü ve duyular(tümdengelim ve sezgi)
Tanrı
Mat.
‘DÜŞÜNÜYORUM O HALDE VARIM’
Doğru bilgiye ulaşmanın 4 basamaklı bir yolu vardır.
Açık+Seçik=Apaçık
Dogmatik Rasyonalizm

1-Descartes şüpheciliğinin septisizmden farkı nedir?
2-Descartes şüpheciliğinin bilimsel yönteme etkisini açıklayınız.

6-HEGEL
Tez varlık
Antitez yokluk
Sentez oluş

Düşünce gelişir
Madde gelişir
İlk tez varlık

AKIL YOLU İLE-SALT DÜŞÜNME İLE –DOĞRUYA ULAŞILIR.











B)EMPRİZM(DENEYCİLİK)
-Doğru bilginin kaynağı deneydir
-Duyulara genel olarak güven duyulur
-Doğuştan gelen bilgi reddedilir
-Tümevarım yöntemine daha sıcak bakılır

J.LOCKE
-Tabu larasa (boş levha)ihin doğuştan boş bir levhadır.

Tasarım
a-Yalın:
-Zihin pasiftir
-Bilgi için malzeme sağlar
-Duyumlar
b-Bileşik tasarım
-Zihin aktif
-Yalınları birleştirir
-Genel kavramlar oluşturur(Tümevarımla)

İç deney(Bileşik tasarımlar)-dış deney(Yalın tasarımlar)

EZBERLEMEK NE TÜR BİR TASARIMDIR?

D.HUME
İZLENİMLERUYUMLAR-CANLI/GÜÇLÜ
FİKİRLER:SOLUK KOPYALAR

Nedensellik=zihinsel alışkanlık

A B 2 ayrı izlenimdir
Kuşkuculuğa varır.
Nedensellik yerine olasılık
Descartes gibi şüphe doğru bilgiye ulaşmanın aracıdır.

Hava kapanırsa yağmur yağar-Hume’a göre açıklayınız.

SENSUALİZM(DUYUMCULUK)Bütün bilgilerin kaynağı duyumlardır.Kurucusu Condillactır.
















C)KRİTİSİZM:
KANT:
Hume dogmatik uykusundan uyandırdı
Nedensellik insan aklının doğuştan kavramıdır.Kesin ve zorunludur.
‘Bilgi deneyle başlar ama deneyden çıkmaz.’

Apasteriori(deneysel)Hammadde-emprizm
Apriori(Önsel)Zihin formları-biçimlendiren-rasyonalizm

Apriori;Formlar aynı-doğuştan bilgi 12 kategori var.Tümel kesin zorunlu bilgi içerir.
Apasteriori;Duyulara dayanır-görünüşleri verir.Mutlak değildir.Özneler dışında gerçekler vardır.

Saf Akıl;(Öz=numen Bilemez.)Fenomeni bilir
Deney akıl bilgi
Saf akıl deneyle bilgileri alır---akılla işler ---doğru bilgiye ulaşır---ulaşılan bilgi fenomenin bilgisidir.
Numenin bilgisini pratik akıl bilir.
Akıl eylemleri düzenleyen yetidir.



D)POZİTİVİZM(olguculuk)
Kurucusu A.Comte’tur.
Olgu olayların genel adıdır.
Doğru bilgiye olaylar incelenerek ulaşılır.
Olaylar d-g ile incelenir.

A.COMTE
-Bilimin amacı önceden görebilmedir.
-Önceden görme=Bilim=Eylemde bulunma
-Sadece fenomenler bilinebilir.
-Doğru bilginin yöntemi deney gözlemdir.
-Toplumların değişmesi için kafaların değişmesi gerekir.(sosyoloji)

3 EVRE
Teolojik evre:Olaylar tanrısal güçlerle açıklanır.
Metafizik evre:Olaylar gizli güçlerle açıklanır
Pozitif Evre:Olaylar bilimle açıklanır.

Pozitif felsefe matematikle oluşmaya başlar.
FELSEFENİN YÖNTEMİ D-G OLMADIĞI İÇİN DOĞRU BİLGİYİ VEREMEZ.BU YÜZDEN FELSEFE BİLİMİN SONUÇLARINI SİSTEMLEŞTİRMELİ,OLGULARA YÖNELMELİDİR.YÖNTEMİ DENEY OLMALIDIR.

Pozitivizme göre- ‘evrenin amacı tekrar tanrıya yönelmektir’ Aristo- sözünü değerlendiriniz.
Pozitivizm metafizik hakkında ne düşünür.










E)ANALİTİK FELSEFE:
(Mantıkçı Pozitivizm-Neo Pozitivizm)
Wittgenstein,Schlick,carnap,Re ichenbach
-Bilime dayanan bilgi doğru bilgidir.
-Bilim tarih içinde gelişir.
-Bilim eserlerle ifade edilir
-Eserler dil ile ifade edilir.
-Eserleri incelemek için dili incelemek gerekir
-Doğru olup olmadığını anlamak için analiz gerekir
-Dil analizi:Önermelerin kuruluşu ve yapısını incelemektir.
Felsefede 2 sorun vardır.
a-Bulanık mantıksal çıkarımlar—Açık seçik olmalı
b-Sözcüklerin bir çok anlama gelmesi—Tek anlamlı sözcükler
Felsefenin görevi dil analizi yapmaktır.
Bu durumda felsefe=mantık olur
İfade aracı sembolik mantıktır.
Doğrulama-d/g
Anlamlılıkeney ve gözlemle sınanabilme
Niçin eserler incelenir?
Niçin dil incelenir?
Dilde karşılaşılan sorunlar nelerdir?
Felsefenin görevi nedir?
Niçin felsefe doğru bilgiyi veremez?
Niçin dil analizi gereklidir?
Bilimler felsefenin anasıdır önermesi m.p ye göre doğrumudur? Niçin?
Şu anda dışarıda kar yağıyor önermesi mp ye göre anlamlımıdır?Niçin?
Dilimizin sınırları dünyanın sınırlarıdır.sözünden ne anlıyorsunuz.
F)PRAGMATİZM:FAYDACILIK-YARARCILIK
W.JAMES
-İnsanın temel amacı kendi varlığını korumak ve geliştirmektir.
-Bu da ancak eylemle olur
-O halde düşünce eyleme bağlıdır
-O halde yarar sağlayan bilgi doğru bilgidir.
Bunlar:Bilim,toplumsal gelişmeyi sağlayan doğrular(mesela din)
Bu anlamda pragmatizm bir yaşam ve eylem felsefesidir

J.DEWEY
-Felsefe:değişen dünya ve düşünceye farklı açıdan yaklaşmadır.
-Düşünce bir alettir.(Aletçilik –Enstrumantalizm)
-Çevreye uyum—doğadan yararlanma—mutlu olmayı sağlayan alet
-Biyolojik,psikolojik açıdan düşünülür---eylem yapılır---Başarılı ise yarar sağlar---doğrudur

--Kişiye yararlı ve mutluluk veren düşünceler doğru bilgilerdir

ÖSS tercihlerinde pragmatik kaygılar sizi-ailenizi etkiliyor mu?
Pragmatizme göre niçin faydalı bilgi doğru bilgidir?










ENTÜİSYONİZM(SEZGİCİLİK)
Doğru bilginin kaynağı sezgidir.Bilgi insana bağlı değildir.Mutlak bilgi kendi başına vardır ve ona sezgi ile ulaşılabilir.
GAZALİ
-Şüphe ile başlar.
-Ona göre duyu verileri güvensizdir.
-Akıl yetersizdir.Çok fazla felsefi sistem olması bunun kanıtıdır.
-Doğru bilgiye inanç yolu ile ulaşılır.
-Kesin bilgi ancak sezgi ile elde edilir
-Felsefe dine hizmet etmelidir
-Aklın yerini inanç,Felsefenin yerinin din alır(Farabi’ye karşı çıkış)
-Sezgiciliğin öncüsüdür
H.BERGSON
İnsanda iki yeti vardır
a-Zeka
-Evrene hükmetmek için var tanımak için değil
-Madde alanında geçerli
-Bilim zekanın ürünüdür
b-İçgüdü
-Özünü verir

-Evren sürekli oluşum halindedir
-Olanı zeka ile özünü içgüdü ile anlarız
-Ama oluşu ne zeka ne de içgüdü bilemez
-Oluşu zeka +içgüdü=sezgi ile biliriz
-Sezgi metafiziğide bilmemizi sağlar
-Sezgi ile ulaşılan bilgi Kesin biçimde dile getirilemez çünkü dil yetersizdir
-Doktorun muayene etmeden hastalığı anlaması gibi


6- Fenomenoloji (Görüngü bilim): Fenomonolojinin kurucusu olan E. Husserl’e göre duyusal, deneysel olarak verilmiş olan her tek nesnenin bir özü bulunduğunu, bu özün ise yalnızca bilinçle, bir çeşit görüyle kavranabileceğini ileri sürer. Fenomonolojinin temel ilkesi bu özlere gitmek, bu özlerin bilgisini elde edebilmektir

BİLİM FELSEFESİ
Bilim felsefesi bilimin felsefenin yöntemiyle incelenmesidir.Bilimin mantıksal yapısını,niteliğini ve işleyişini inceler.
Bilimin yöntemi deney ve gözlemdir.Bu sebepten konularını inceleyebilmek için parçalamak zorundadır.Bundan dolayı bilim bilimi inceleyemez.
Bilimsel Felsefe
Amacı felsefeyi metafizikten arındırmaktır
Felsefeyi bilimin alt dalı yapmaya çalışır.
Bilimsel felsefe yapan akımlar POZİTİVİZM VE MANTIKÇI POZİTİVİZMDİR.

Bilim felsefesi nedir?
Bilim felsefesi bilimsel felsefe farkı nedir?
Bilimsel felsefe yapan akımlar hangileridir?

BİLİME YAKLAŞIMLAR:

1)ÜRÜN OLARAK BİLİM:
Mantıkçı pozitivizmin bilim anlayışıdır.
A)Savunucuları:Carnap,Schlik,R eichenbach,(Viyana Ekolü)
B)Bu görüşe göre;
1-Bilim bilim adamlarının ürünüdür-ürün ne demektir
2-Bilim bilim adamlarının eserleri ile ortaya konur
3-Bilimi öğrenmek için eserler(ürünler) tarihsel gelişim içinde incelenmelidir
4-İncelemenin tek yolu dilsel yapılarını incelemektir
5-Çünkü eserler dil ile ortaya konur
6-Her toplumun farklı dili vardır
7-Dilde karmaşıklık ve eşseslilik gibi problemler çıkabilir
8-Ortak bir dil olmalıdır
9-Ortak dil (ifade aracı)SEMBOLİK MANTIKTIR
10-Bilim adamının kişiliği,toplumu,inancı vb önemli değildir
11-Bilim birikimlerle ilerler
12-Doğrulama (Dolaylı-Doğrudan),Anlamlılık en önemli kavramlarıdır

Bilim adamının kişiliği toplumu vb niçin önemli değildir
Niçin bilim adamlarının eserleri incelenir
Niçin ortak dil olmalıdır
İfade aracı ne olmalıdır
Doğrulama nasıl yapılır
İstanbul 1453 yılında fethedildi anlamlımıdır
Sınıfa kar yağıyor önermesi anlamlımıdır
Bilim niçin birikimlerle ilerler


2)ETKİNLİK OLARAK BİLİM:
A)SAVUNUCULARI:T.Kuhn,Toulmin
B)Bu görüşe göre;
1-Bilim ;bilim adamlarının etkinliğidir etkinlik ne demektir-üründen farkı nedir
2-Bilim adamının kişilik,toplum.inançları önemlidir
3-Bilim devrimlerle ilerler
4-Güçlü kuram yaşar güçsüz olan yok olur
5-En önemli kavramı PARADİGMADIR


BİLİM ÖNCESİ DÖNEM:
OLAĞAN BİLİM DÖNEMİ:Bilim adamlarının paradigma ile dünyayı uyuşturmaya çalıştığı dönemdir.Geçerli bir paradigma vardır
Var olan paradigmanın sarsılması ile kargaşa,bunalım,kaos ortaya çıkar.Varolan paradigma geçerliliğini kaybetmeye başlar.Bu dönemde henüz yeni paradigma yoktur
.Yeni paradigmanın ortaya çıkması ile kargaşa dönemi sona erer.Yeni paradigma Devrimle eski paradigmayı ortadan kaldırır.Böylece tekrar olağan bilim dönemi başlar.
Bir paradigmadan diğerine geçişe paradigmal geçiş denir.
PARADİGMAL GEÇİŞ PARDİGMANIN SARSILMASI İLE BAŞLAR DEVRİMLE SONA ERER.

OLAĞAN BİLİM DÖNEMİ Geçerli bir paradigma var


DEVRİM
KARGAŞA-BUNALIM DÖNEMİ Geçerli paradigma sarsılıyor


YENİ PARADİGMA Yeni bir olağan bilim dönemi başlıyor

Bilim adamının kişiliği vb niçin önemlidir
Olağan bilim dönemi nedir
Bilim niçin devrimlerle ilerler
Bunalım nasıl ortaya çıkar
Bunalım nasıl sona erer
Paradigmanın sarsılması ile ne ortaya çıkar
Bilim nasıl ilerler

KLASİK GÖRÜŞ
1-Bilim yeryüzündeki nesneler hakkında araştırma yapma etkinliğidir
2-Bu nesneler insan bilincinden bağımsız olarak vardır
3-Bütün bilimler birbiri ile bağlantılıdır
4-Bilim birikimsel olarak ilerler
5-Bilimle bilinenler kesinleşir,bilinmeyenler bilinir olur
6-Bütün bilimler tek bilim dalına indirgenebilir
7-Amaç doğrulamadır
8-Yöntem tümevarımdır
9-Bilim adamının kişiliği önemsizdir
BİLİMİ NİTELEYEN ÖZELLİKLER
1-Bilim olgusaldır
2-Bilim mantıksaldır
3-Bilim genelleyicidir
4-Bilim nesneldir
5-Bilim eleştiricidir
BİLİMSEL YÖNTEMİN ÖZELLİKLERİ
1-BETİMLEME(TASVİR):Gözlem,deney olgunun oluşu saptanır
2-AÇIKLAMAeney,hipotez,teori,yas a olgunun oluş nedeni ortaya konur

BİLİMSEL AÇIKLAMA-ÖNDEYİ
Bilimsel açıklama olgunun oluş nedenini açıklamaktır.Öndeyide ise bu açıklamalara dayanarak geleceği tahmin etme vardır.(Meteoroloji)Öndeyinin amacı önceden görmek,doğayı kontrol etmek,yaşamı güvenli kılmaktır.Bilimsel açıklamalar ne kadar kesin olursa o kadar geçerli öndeyiler kurulabilir.
KLASİK GÖRÜŞE YAPILAN ELEŞTİRİLER
1-Bilime çok değer vermesi
2-Bilim bir gün bütün soruları cevaplayacaktır anlayışı-daima yeni sorular olacaktır
3-Bütün bilimler tek bilime indirgenebilir anlayışı-her bilim dalının kendi konu alanı vardır
4-Bilim birikimsel olarak ilerler anlayışı-Kuhnevrimlerle ilerler
5-Bilim adamının kişilik inanç vb önemli değildir anlayışı-bilim adamı inançlar kişilik vb etkilenir
6-Amaç doğrulama anlayışı-Popper: Yanlışlama

BİLİMSEL BİLGİ VE DİĞER BİLGİ TÜRLERİ
Bilgi türleri arasındaki en büyük fark yöntemleridir.Bütün farkları doğuranda budur.Bilim dalları kendi konu alanlarına ilişkin yasalar bulmaya çalışır.
Bunu deney yolu ile akıl yürütme ve mantık ilkelerine uygun olarak yapar,
Dolayısıyla eleştirici,tutarlı,evrensel ve nesneldir.Yönteminden dolayı konularını parçalar.Bu da bilim dallarını doğurur.


DİN FELSEFESİ
Din felsefesi dini konu edinen, dinin insanın var oluşunun kaynağı insanin doğasının ve kaderinin kaynağı ve değerler ile ilgili sorunları ele alarak sorgulayan felsefe disiplinidir.
Din felsefesi yapmak, dinin temel iddiaları hakkında rasyonel (akılcı), objektif (nesnel), kapsamlı ve tutarlı bir biçimde düşünmek ve konuşmaktır.
Dini ele alan tek disiplin din felsefesi değildir. Teoloji (tanrıbilim, ilahiyat) de aynen din felsefesi gibi dini ve tanrıyı konu alır. Ama bunu yaparken belirli bir dinin kutsal kitabına peygamberlerine ve din alimlerinin görüşlerine sadık kalır. Teolojinin en önemli amacı belirli bir dini temellendirmek, açıklamak ve o dinin in******rının inançlarını güçlendirmeye çalışmaktır. Bun dan dolayı her dinin teolojisi olabilir, Hıristiyanlık Teolojisi, Musevilik Teolojisi, İslam Teolojisi...
Din felsefesinin temel kavramları tanrı, vahiy, iman, peygamber, ibadet, yücelik, kutsal, ahret, mucize v.b.
Din Felsefesinin Temel Sorunları:
a-) Tanrının Varlığı Sorunu: Tanrı var mıdır? Onun varlığını gösteren kanıtlar gösterilebilir mi?
b-) Evren Yaratılmış Bir Varlık mıdır? Yoksa Yaratılmamış (Ezeli ve Ebedi) Bir Varlık mıdır?
c-) Vahyin İmkanı Sorunu: Tanrı vahiyle insana bir takım bilgiler verebilir mi?
d-) Ruhun ölümsüzlüğü sorunu: Ölüm bir son mudur? Ölümden sonra bir hayat var mıdır? Sorularına cevap aranır.
TANRININ VARLIĞINA İLİŞKİN FARKLI YAKLAŞIMLAR
1- Tanrının Varlığını Kabul Edenler:
a- Teizm: Bütün varlıkların yaratıcısı olan bir tanrının var olduğuna inanmaktır. Bu yaklaşıma göre tanrı dünya ve insanlar ile sürekli ilişki içerisindedir. Teizm dar anlamda tek bir tanrıya inanmak anlamına gelen monoteizme eşitlenir.
Not: Monoteizm tek bir tanrıya inanmak, Politeizm ise birden fazla tanrıya inanma anlayışıdır.
Teist düşünürler tanrının var oluşunu akıl yoluyla açıklamak ve temellendirmek için bazı kanıtlar geliştirmişlerdir. Bu kanıtların başlıcaları:
1- Ontoloji Kanıt: Bu kanıtın temelinde tanrı “kendisinden daha mükemmeli tasarlanamayan” varlıktır, düşüncesi vardır. Bu kanıt tanrının var oluşunun en yüksek varlık olarak tanrı tanımından zorunlu olarak çıktığını kabul eder.
2- Kozmolojik Kanıt: Kozmolojik kanıt evrenin varlığından tanrının varlığına gitmeye çalışan kanıttır. Bu kanıtın temelinde nedensellik ilkesi yatar. Kendisinin nedeni olmayan varlık tanrıdır. Nedenler zincirini başlatan varlıktır.
3- Düzen ve Amaç Kanıtı:Bu kanıt doğal dünyaya baktığımızda her şeyin kendi işlevini yerine getirecek şekilde en ince ayrıntısına kadar düzenlenmiş ve ayarlanmış olduğunu göreceğimizi belirtir. Buda düzenleyen tanrının varlığının kanıtıdır.
b- Deizm: Deizm iki temel ilkeye dayanır. Tanrı vardır, ama bu evrene hiçbir müdahalesi olmayan bir varlıktır. İnsan akla ve bilme güvenmelidir. Evreni akıl ve bilimin ilkelerine göre açıklayabilir. Aristotales, J. Lock, Nefton, J.J. Russo, Voltaire temsilcileridir.
c- Panteizm: Tanrı everen ikiliğini ret eder, tanırının her şeyi içerdiğini dolayısıyla doğanın ve insanın bağımsız varlıklar olmadığını öne süren bir yaklaşımdır. Tanrı ve evren bir bütündür. Spinoza, G. Bruno temsilcileridir.
2- Tanrının Varlığını Ret Edenler:
Ateizm: Tanrının varlığını ret edenlerin görüşleri ateizm kavramı ile açıklanır. Ateistler tanrının varlığını ret ederken şu kanıtları kullanırlar.
1- Kötülük Kanıtı: Tanrı olsaydı kötülük olmazdı. Evrende bir kötülük mevcutsa tanrının varlığından söz edilemez.
2- Madde Kanıtı: Madde olduğuna göre maddi olmayan bir tanrını varlığından söz edilemez.
3- Toplum Kanıtı: Hayata düzen veren tanrı değil toplumun kendisidir şeklindeki düşünceyi kabul ederek tanrıyı ret eden anlayıştır.
3- Tanrının Varlığını Veya Yokluğunu Bilemeyeceğimizi Öne Sürenler:
Agnostisizm(Bilinemezcilik): Bizim tanrıya ilişkin bir bilgiye sahip olamayacağımızı, dolayısıyla var olduğunun da var olmadığının da kanıtlanamayacağını savunan öğretinin adıdır. (Sofistler)

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ

Genel anlamı ile felsefe, inanç ve değer sistemlerinin oluşmasını sağlayarak, bireylerin hayatları süresince aldığı tüm kararları ve yaptıkları tercihleri belirler.İnsanlar felsefe aracılığıyla kendilerini çevreleyen dünyayı ve neyin kendileri için önemli olduğunu anlamaya çalışırlar.
Felsefe, eğitim üzerinde de önemli etkileri olan uğraş alanlarından biridir.Bu bölümde felsefenin niteliği ve eğitim ile felsefe arasındaki ilişkiler üzerinde durulmaktadır.

FELSEFE NEDİR?
Grekçe philosophia teriminden kaynaklanan felsefe, iki sözcüğün birleşmesinden oluşmuştur.Phillia sevgi; sophia bilgi, bilgelik anlamındadır.

M.Ö. VI. yüzyıla gelinceye kadar Yunanlılar da zamanın diğer toplumları gibi, doğa ve insanların aynı güçler tarafından yönetildiğine inanıyor, toplum ve doğal olayların açıklanmasını ise Tanrıların iradesine bağlayarak mitolojik bir şekilde yapıyorlardı.M.Ö. VI. ve V. yüzyıldan itibaren evreni hangi güçlerin yönettiği değil, olayların nasıl cereyan ettiği üzerinde düşünülmeye başlanınca mitolojiden felsefeye geçişin de temelleri atılmış oldu.Felsefenin doğuşuyla birlikte, doğa, Tanrıların iradesine bağlı olmaktan çıkmakta, doğa ve toplum olayları farklı dünyalar olarak değil, tek bir dünya olarak ele alınmaya başlanmaktadır.

Felsefeyi tanımlamak istediğimizde, her felsefi görüşün, bağlı olduğu değerler ve inanç sistemlerine göre felsefeyi tanımlayışının farklı olduğunu gördük.Kant’ın tanımı genel bir anlayış ve sınırlı bir tanımdır, ve derki : “felsefe kendisini akla dayanan nedenlerle meşru kılmak veya haklı çıkarmak iddiasında bir zihinsel etkinlik biçimidir.” Burada akla dayanan nedenlerden, insanın her türlü deneyimi, gözlemini, bunlara dayanan her türlü akıl yürütmesini ve sezgisini içine alan geniş bir nedenler grubunu anlamak gerekir.Haklı çıkarmak veya meşrulaştırmak iddiasında ise herhangi bir önermeyi, bu önermeyi ileri sürmeyi mümkün kılan kanıtı temel veya gerekçelerle ortaya koymayı anlamak gerekir.

Farklı düşünürlerin ortak tanımı felsefenin bilgi sağlayan bir faaliyet olmasıdır şeklindedir.

Bazı düşünürlere göre ise, felsefenin tanımı yapılamaz; çünkü o üst bir dildir.Nasıl tanımlanırsa tanımlansın,felsefe mitos, din ve şiirden doğdu.Zamanla içinde taşıdığı bu öğelerden arındı; bilimsel ve özgür düşünmenin temellerini atarak gelişti ve gerçeği bütünüyle açıklamaya çalıştı.

Sonuçta, genel olarak felsefeyi, gerçeği tümüyle ele alıp inceleyen ve bunun sonucunda ulaşılan bilgileri yorumlayan ve sistemleştiren bir uğraş alanı olarak tanımlayabiliriz.

İlk zamanlarda tüm bilimleri kapsayan felsefeden zamanla matematik, fizik, antropoloji, biyoloji, kimya, sosyoloji, psikoloji v.b. ayrıldı.Çağımızda bazı düşünürler, felsefenin konusunun yalnız dil ve mantık olduğunu ileri sürüp savunmaktadırlar.Böyle olmakla birlikte felsefe ve bilim birbirinden tümüyle kopuk değildir.tersine çok sıkı bir ilişki içindedirler.Her bilimsel gelişme buluş, icat, geçerli ve güvenilir bilgi felsefeyi etkiler ve değiştirir.Felsefenin ufuklarını açar.Yeni felsefelerin doğmasına neden olur.Artık her bilimin felsefesi olmaya başlamıştır.Bilim felsefesi denen alan büyük bir önem kazanmaya başlamıştır.

Bilim gerçeği parçalara ayırarak inceler.Örneğin fizik maddenin hareketini, enerjiyi, kimya maddenin yapısını, biyoloji canlılar dünyasını,sosyoloji toplum, kurum ve kişiler arasındaki ilişkileri, psikoloji insan davranışlarını, eğitim istendik davranışları ele alır.Oysa felsefe gerçeği bir bütün olarak ele alıp inceler.
Aynı zamanda hem felsefe hem de bilim bir süreçtir.Bu sürecin sonunda her ikisi de bilgi elde ederler.
Hem bilimde, hem de felsefede doğruya, elde edilen ve kullanılan bilgiye sürekli eleştirisel bir gözle bakılır.Sürekli her yanıttan şüphe ederler.Şüphe soru sormayı gerektirir.Böylece hem felsefe hem de bilimde sorular önemli bir hal alır.
Bütün bunların yanında, bilimsel önermelerin evrende bir karşılıkları vardır.Kanıtlanan türdendirler.Oysa felsefi önermeler genellikle analitik ve bazen de metafiziktir.yani kanıtlanacak türden değildir.
Son olarak felsefe ve bilim zihinsel süreçleri kullanırlar.Bunlar anoloji,tümden gelim,tümevarım, diyalektik, aksiyometik olarak örneklenebilir.

Anoloji: örnek alarak mantık yürütmedir

Tümdengelim:bilinen genel bir kuraldan özel durumlara ilişkin sonuçlar çıkartılır;bu yöntem en çok matematikte kullanılır.

Tümevarım:farklı nesnelerin gözleminden elde edilen verilere dayanarak genel bir kural oluşturulur.Uçan şeylerin kanatları olduğu gözlenir ve uçmak için kanat gereklidir denilir.

Diyalektik:biri olumlu biri olumsuz iki kavramın çatışmasından olumlu bir kavramın elde edilmesi sürecidir.Tez-antitez-sentez üçlemesiyle de ifade edilir.

Aksiyometik:klasik mantık ve matematikte, kanıtlamaya gerek duymaksızın doğru olduğu kabul edilen önermelerle oluşan zihinsel süreçlerdir.

FELSEFENİN ALANLARI
Felsefenin de diğer disiplinler gibi incelediği konuları, soruları sınıflandırdığı alanları vardır.Bunlardan ilki varlık (ontoloji) sorunudur.

Ontoloji (varlık sorunu)
Var olanla ,var olacak olanları inceleyen felsefenin disiplin alanlarından biridir.Sorularının en önemlisi Arkhe nedir? Sorusudur.Yani tüm var olanların başlangıcı, ilk tözü nedir? Sorusuna yanıt aramaktadır.Örneğin Thales “su”, Heraklitos “ateş”, Pythagaros “sayı”, Anaximenes “soluk” , Anaximandros “sınırı olmayan “, Demokritos “atom”, eflatun “idea”,Aristoteles “yetkin varlık”,Descartes “Tanrı”,Hobbes “madde”, Spinoza “Tanrı ya da doğa”,Leibniz “monat”, Hegel “geist”, Marx “madde,maddedeki değişme ve çelişki”,Dewey “değişme”, Satre “insan” olarak yanıtlar.
Ayrıca ontolojide sorulan diğer sorulara örnek olarak gerçek,insan,ruh,varlık nedir?var mıdır,yok mudur?Evren akıllıca bir düzen içinde midir?Olaylar düzen içinde mi meydana geliyor yoksa rastlantısal mı? Şeklinde verilebilir.
Bu sorulara verilen cevaplar önemlidir.Çünkü bu yanıtlar insan anlayışını da etkilemektedir.İnsana bakış açısı eğitimde çok önemlidir;çünkü ona göre hedefler belirleyip eğitim sistemini kurarsınız.
Eğer insanı Tanrısal bir varlık olarak ele alırsanız, eğitim insanı Tanrıya ulaştırma süreci; doğal ve toplumsal bir varlık olarak düşünürseniz, bu kez doğa ve topluma uyum sağlama süreci; sürekli değişen ve gelişen bir varlık olarak düşünürseniz, eğitim değişmeyi ve gelişmeyi denetleme süreci; insanı diyalektik bir varlık olarak düşünürseniz, eğitim üretimde bulunma süreci şeklinde tanımlanabilir.Eğitimi nasıl tanımlarsanız sistemi de ona göre kurarsınız.Her tanım bir temele dayanır;bundan kaçınılmaz.




Epistemoloji(bilgi sorunu) :

Bilgi sorunuyla ilgilenen bir felsefi disiplin olup, bilginin ne olduğu, kaynağı, doğru, yanlış, bilinemez, mutlak ya da göreceli oluşu, türlerinin neler olduğu gibi sorulara cevaplar aramaktadır.
Bilgi ile doğrudan ilişkili bir diğer kavram da “bilme”dir.Epistemoloji bilme olayının nasıl gerçekleştiği ile de ilgilenir.Bilme, özne ile nesne arasında bir bağ kurma olarak tanımlanabilir.Bu etkinlik sonucu ortaya bilgi konur.Ve sorular genişletilebilinir: gerçek bilinebilir mi?Bilginin niteliği nedir?Mutlak (yüzde yüz kesin) bilgi var mıdır? V.b.
İşte bu sorulara verilen yanıtlar eğitim sistemini etkiler; hedefler içerik, eğitim ve sınama durumları ona göre düzenlenir.Sözgelişi eğer “bilgi doğuştandır ve yüzde yüz doğrudur “ denildiğinde; ya da “sonradan öğrenilir ama yine mutlaktır” savı ileri sürüldüğünde,”hayır bilgi görecelidir,sürekli değişir, yüzde yüz doğru bilgilerimiz yoktur.” Şeklinde bir görüş savunulduğunda öğrenciye kazandırılacak hedef davranışlar, içerik, eğitim ve sınama durumları bu yanıtlara göre planlanıp işe koşulur.Eğer bilgi doğuştan ve yüzde yüz doğrudur denildiğinde, eğitim sisteminde akıl ön plana çıkar.Öğretmen ders anlatmaz, bilgi aktarmaz.Yaptığı etkinliklerle öğrencinin kafasında doğuştan var olan bilgileri ortaya çıkarmaya,ona buldurmaya çalışır.Bilgi sonradan kazanılır savı temele alınırsa, bu kez öğretmen dersi anlatır, öğrenci dinler; çünkü onun kafası boştur.öğretmenin dediklerini ezberler ve aynen söyler.

Aksiyoloji ( değerler sorunu)

Bu alan etik ve estetik konularını içerir.İnsanın yapıp etmelerini inceler; bu tür davranışların dayandığı ilkeleri ve değerleri araştırır.bu disiplin ahlaklı, ahlaksız, iyi, kötü, saygılı, özgürlük, tutsaklık, erdem, erdemsizlik, mutsuzluk, güzellik, çirkinlik, vicdanlılık v.b. nedir?Var mıdır, yok mudur?Varsa neden var, nasıl kaynaklanır?Bular değerlendirilirken bir ölçüt kullanılabilinir mi? Sorularını yanıtlamaya çalışır.
Bu sorulara verilen yanıtlar da eğitim sistemini etkiler ve değiştirir.Eğer bu değerler var ve evrenseldir derseniz, bunları öğrencilere kazandırmaya çalışır ve hiç ödün vermezsiniz.Bu değerler var fakat evrensel değildir, zamanla değişir derseniz, hoşgörülü olur, eğitim ortamında esnek davranırsınız.

Mantık

Akıl nedir? Aklın kuralları var mıdır?Varsa nelerdir?Evrensel ve genel geçerli midir?Akıl yürütme yolları var mıdır? V.b. soruları inceleyen felsefenin disiplin alanlarından biridir.
Eğer aklın kuralları doğuştandır derseniz,öğretmen öğrencinin aklını kullanmasını sağlayacak hedef ve davranışları, sınıf ortamına getirir ve dersi ona göre işler.yoktur derseniz bu kez sorunu çözmesi istenir.eğitim ortamında öğretmen yalnız danışılan, yol gösteren kişi görevini yüklenebilir.
ESTETİK
A)Estetik Sanat Felsefesi Farkı:
Estetiğin ana konusu güzellik problemidir. Sanat felsefesinin ana konusu ise sanat nedir sorunudur.
B )Konusu: Estetik kavramı ilk olarak Baumgarten tarafından tanımlanmıştır. Ona göre estetik
Mantığın aksine açık seçik olmayan duyusal alana ilişkin bilgiyi konu edinir.
Estetik bir obje ile suje arasındaki güzellik kaygısı taşıyan beğeni yargılarının bilgisini konu edinir.
Suje Obje Bilme Bilgi
Güzellik kaygısı Estetik Beğeni yargısı
Duyusal alan Güzel-Çirkin

C )Bilim olarak sanat
Konularını tarihsel süreç içinde parçalara bölerek,bilimsel bilginin özelliklerine
Uygun bir şekilde inceler.(Felsefeye giriş-Bilimsel bilgi)
Ortaçağ resim sanatı,19yy Osmanlı mimarisi vb.
D)Felsefe Açısından Sanat:
Sanat felsefesi sanatsal yaratmaların ve beğenilerin özünü ve anlamını konu alan felsefe
Disiplinidir. Temel soruları :Sanat nedir?Sanat eseri nasıl oluşmuştur?
Bu soruları cevaplayan önde gelen üç kuram vardır.
1)Taklit(Yansıtma)Kuramı:
Bu kurama göre sanat doğanın ustaca taklit edilmesidir.(Fotoğraf gibi)
Doğa mükemmeldir. Sanatçının yapması gereken bunu ustaca taklit etmektir.
1a)Platon:Ona göre sanat taklittir. Varlığın özü idealar dünyasındadır, dolayısıyla doğru
bilgide idealar dünyasındadır. Ulaşılması gereken şey idealar dünyasının bilgisidir. Oysa sanatta taklit
edilen sadece yansımaların bulunduğu görünümler dünyasıdır. Yapılması gereken ise değişen değil
değişmeyen özün yakalanmasıdır.
1b)Aristoteles:Ona göre de sanat taklittir. Varlığın özü tek tek varlıkların içindedir. Dolayısıyla
ulaşılması gereken tek tek varlıkların bilgisidir.(Tümdengelim-Kıyas) Sanatta da bu taklit edilmektedir.
Bu yüzden sanat sadece olanı değil olabilir olanı da gösterir.

2)Yaratma Kuramı:
Bu kurama göre doğada mükemmellik yoktur. Sanatçı doğada bulunan hammaddenin
İzlenimlerini alır. Bu izlenimlerin sentezini yapar ve daha sonra bunları dil ile ifade eder. Yaratma bu
Aşamada ortaya çıkar. Bu aşamada anlık sezgiler ortaya çıkar. Bu ifade ve sezgiler bir kez oluşacağından her sanat eseri özgün ve tektir. Aynı şekilde bir daha yaratılamaz. En önemli
Savunucusu B. Croce'dur.

3)Oyun Kuramı:
Bu kurama göre sanat bir oyundur. Çünkü her ikisi de gerçeklikten uzak,düşe ve kurguya dayanır, özgürlüğü yaşatır. İnsan bu yüzden gerçek özgürlüğe ancak sanatla ulaşır. En önemli savunucusu
Schiller'dir.

E)SANAT ESERİ:
Bir sanat eserinin üç temel öğesi vardır. Bunlar estetik suje, estetik obje ve estetik yargıdır.
Bir sanat eseri BİÇİM(FORM) ve ÖZ' den meydana gelir. Bu özgün ve tek olmasını
Gerektirir.

E1)Sanat - zanaat farkı: Sanatta yeni formlar üretilir bu yüzden özgünlük vardır.
Zanaatta mevcut formlar kullanılır bu yüzden özgünlük yoktur.
Zanaatta yarar amacı varken sanatta böyle bir amaç yoktur.






F)ESTETİĞİN TEMEL KAVRAMLARI
F1)Güzellik Problemi:
Bu konudaki en önemli soru '' güzel nedir?'' sorusu olmuştur.
Platon:İdea
Aristoteles:Orantı ve düzen
Plotinos:İdeada ışıyan şey
Croce:Mutluluk veren ifade
Baumgartenuyumsal bilginin mükemmelliği

Bu konudaki diğer önemli soru güzelin doğada mı yoksa sanat eserinde mi olduğudur.

F2)Güzellik ve Doğruluk:
Platon'a göre doğru ve güzel asılları idealar dünyasında olduğu için aynıdır.
Hegel'e göre de güzel bir idea olduğuna göre , doğrunun da temelinde (tez) idea olduğuna göre aynı şeydir.
Kant'a göre güzel bir beğeni yargısıdır ve hazza dayanır. Doğru ise bir bilgi yargısıdır ve
Apriori ve apasteriori yargılara dayanır.

F3)Güzellik ve İyilik:
Platon'a göre güzel ve iyi aynı şeydir.
Kant'a göre güzeli iyiden ayıran dört neden vardır.
--Güzelde çıkar yoktur
--Kavramsız bir şekilde genel olarak hoşa giden şeydir
--Güzel bir nesnenin en son biçimidir
--Güzele bağlı yargılar öznel bir zorunluluk taşır
ESTETİĞİN TEMEL SORULARINA YKLAŞIMLAR
1-Metafizik yaklaşım:
2-Bilimsel yaklaşım
a-Deneysel yaklaşım(13/21 dikdörtgen)
b-Psikolojik yaklaşım
c-Sosyolojik yaklaşım

ORTAK ESTETİK YARGILARIN VARLIĞI
a-Reddedenler:
Croce:Özneldir.
b-Kabul edenler
Kant:Ortak duygudur-toplum(etik ile bağlantı)

ETİK

A-KONUSU:İnsanın özgür irade ile yaptığı ve değer sorunları içeren insan eylemleri,yapıp etmeleridir.
B-Etik ilişki: Belirli bütünlükte bir kişinin belirli bütünlükte başka bir kişi ile girdiği ve değer
sorunları içeren ilişkidir.
C-Etik Eylem .Etik ilişkide yapılan eylem
ETİK EYLEM ÖRNEKLERİ
Fareler ve insanlar-steinbeck-george,leni
Veba-a.Camus-Dr.rieux
Beckett –
Sefiller-V.Hugo-Rahip
Sarı Zeybek-C.Dündar-Atatürk

D-Etik ilişki türleri
Etik ilişki
-Kişi-kişi ilişkisinde
-Kişi durum ilişkisi
-Kişinin kendisiyle ilişkisi
-Yargıcın ilişkisinde ortaya çıkabilir

E-ETİK İLİŞKİ-TOPLUMSAL İLİŞKİ FARKI
ETİK İLİŞKİ TOPLUMSAL İLİŞKİ
1-Değer kişiye verilir 1-Değer statüye verilir
2-Değişmez 2-Değişir
3-Değer ve değerlilik ilişkisidir 3-Değer dışı ilişkidir
4-Tarihsel değildir 4-Tarihseldir

Hayvanlar etik eylemde bulunabilir mi?
Özgür olmayan biri etik eylemde bulunabilir mi?
Etik-Ahlak farkı nedir?
Etik ilişki toplumsal ilişki farkı nedir?
Öğretmen öğrenci ne tür ilişkidir?

F- ETİĞİN TEMEL KAVRAMLARI
Vicdan:Ahlaki yargılama gücü
Özgürlük:İrade özgürlüğü –zorlama olmaksızın seçebilme
Erdem:İyiye yöneliş
İyi:ahlakça değerli olan
Kötü:Ahlakça değersiz olan
Sorumluluk:Sonuçlarına katlanmak
Ahlak yasası:Uyulması gereken genel geçer kurallar
Ahlaki karar:Ahlak yasasına uygun olan karar
Ahlaki eylem:Ahlak yasasına uygun eylem


İYİ
VİCDAN ÖZGÜRLÜK SORUMLULUK
KÖTÜ

Ahlak felsefesinin temel kavramlarını açıklayınız
Özgürlük ve sorumluluk arasında nasıl bir ilişki vardır?
Robinson
SONUÇ



:
AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL SORULARI
1-Ahlaki eylemin amacı nedir?
2-İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür?
3-Evrensel bir ahlak yasası var mıdır?

1-Ahlaki eylemin amacı nedir?
--Epikuros:Mutluluk
--Mill:Fayda
--Kant:Ödev

Dr. Rieux ‘un eyleminin amacı epikuros,mill,kant’a göre nedir?

2-İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür?
Determinizm:Özgür değildir.Kararlar koşullara bağlıdır
İndeterminizm:Özgürdür.Kararla r kişiye bağlıdır
Otodeterminizm:Özgürlük kişilik ürünüdür.Bilgi ve akılla kişilik gelişir.

Dr.Rieux eyleminde determinizm,indeterminizm,otod eterminizme göre özgür müdür?Niçin?

3-Evrensel bir ahlak yasası varmıdır?
A-Yoktur
Hedonizm(Hazcılık)Aristippos,E pikuros,Fayda Ahlakı,Egoizm,Anarşizm,Sartre, Nietzsche
B-Vardır
Subjektif :Bentham,Mill,Begson
Objektiflaton,Kant,Farabi,Y.Em re,Mevlana,H.Bekta şi Veli

4-Ahlaki Yargının Diğer Yargılardan Farkı Nedir?
AHLAKİ YARGI-BİLİMSEL YARGI-DİNİ YARGI-ESTETİK YARGI-
Vicdan deney-gözlem vahiy-inanç öznel beğeni
İyi-kötü doğru-yanlış sevap-günah güzel-çirkin
Eylem bilgi bilgi-inanç yaratma


EVRENSEL AHLAK YASASININ VARLIĞINI REDDEDENLER
HAZ AHLAKI-HAZCILIK
Aristippos,Epikuros
-Ahlaki eylemin amacı hazdır.
-İnsan doğası gereği haz veren şeylere yakınlaşır,acı veren şeylerden kaçar.
-haz veren şeyler iyi acı verenler kötüdür
-görecelilik
-dolayısıyla evrensel yasa olamaz
FAYDA AHLAKI
-Ahlaki eylemin amacı faydadır
-Fayda görecelidir


BENCİLİK(EGOİZM)
-İnsan eylemlerini ben sevgisi belirler
-İnsanda 2 içgüdü vardır kendini sevme ve koruma
-T.Hobbes insan doğası gereği bencildir-İnsan insanın kurdudur.
ANARŞİZM
-Bireysel iradelerden daha üstün bir şey yoktur
-Başta devlet olmak üzere bütün kurumların kalkması gerektiğini savunur
NİETZSCHE-nihilizm
--Toptan karşı çıkış
-Evrim teorisi
-Yalnız güçlüler yaşar
-sürü insanı-üst insan
-sürü insanı hayvanla üst insan arasında köprüdür
-kurallara uyar
-üst insan yaratıcıdır-özgürdür-değerlendirir
-iyi kötü yok demiyor iyiyi kötüyü hep yeniden değerlendirmekten söz ediyor
-gerçeği kendi gözleriyle görenler yeniden değerlendirirler
-Ruhun üç gelişimi
1 deve yük taşır köle
2 aslan hayır der
3 çocuk yaratma oyunu
AHLAK BİR İSTEME DEĞİL DEĞERLENDİRME SORUNUDUR

SARTRE
-Varoluşçuluk
-gerçeklik öznelliktedir
-özden önce varoluş
-insan özgür olmaya mahkumdur


EVRENSEL AHLAK YASASINI KABUL EDENLER
SUBJEKTİF
Mill –herkes için fayda
Bentham-Sürekli fayda
Bergson-sezgi

OBJEKTİF
1-Sokrates:
-Ahlaki eylemin amacı mutluluk kaynağı ise bilgidir.
-Doğuştan bilgi
-Toplumların ötesinde ahlak
2-Platon
-İyi ideası
3-Farabi
-kaynak akıl
-,irade seçme gücü
-bilgi-iyi-mutluluk
-en büyük erdem bilgidir
4-Kant
-Fenomen –apriori,apasteriori-saf akıl
-numen –pratik akıl-ahlak
-ilke olarak iyiyi isteme
-ÖYLE HAREKET ETKİ SENİN İSTEMENİ BELİRLEYEN İLKE AYNI ZAMANDA GENEL YASAMADADA GEÇERLİ BİR İLKE OLABİLSİN
-TOPLUM=GENEL YASAMA
-Özgürlük=Kendisinin istemesi
-İsteme
-Ahlaki eylemin amacı ödevdir.
-Ödeve uygun ...Ödevden dolayı

SİYASET FELSEFESİ
A)KONUSU:İnsanı yerleşik hayata geçmiş ve toplu halde yaşayan varlık olarak ele alan felsefe disiplinindir.
---Siyasi otorite,bunun oluşumu,kaynağı,gücü,bireyle ilişkisinin nasıl daha iyi bir duruma gelebileceği gibi konuları ele alır.
a-Devlet varlık koşuludur
b-Etik alanda insan ilişkilerinin yöneten ilke ve değerler vardır.
c-Toplum içinde de insan eylemlerini düzenleyen kural ,ilke ve yasalar vardır.
d-Etik ilişki-vicdan
e-Toplumsal ilişki-hukuk

B)TEMEL KAVRAMLAR
1-BİREY:Tek insan ,topluma bağımlı-ilişki içinde,sosyal varlık
2-TOPLUM:Temel ve sosyal ihtiyaçlar için bir araya gelmiş aynı kültür,toprak,değerleri vb paylaşan insan topluluğu
3-DEVLET:Toplumun iç düzen,bağımsızlığını koruyan kurum
4-İKTİDAR:Yönetimi elinde bulundurma gücü
5-YÖNETİM :İdare etme
6-MEŞRUİYET:Hukuka,yasaya uygun olmak
7-EGEMENLİK:Emir almadan emir verebilmek
8-HUKUKüzenleyici kurallar bütünü
9-YASA:Kurallar
10-BÜROKRASİ:

C)SİYASET FELSEFESİNİN TEMEL SORULARI
I)İktidar Kaynağını Nereden Alır?
2)Meşruiyetin Ölçütü Nedir?
a-Korunma İhtiyacı
b-Dinsel Misyon
c-Sınıf Çıkarları
d-Ortak İrade
3)Egemenliğin Kullanılışı:
MAX WEBER’E GÖRE ÜÇ SAF TİP VARDIR.
a-Geleneksel Otorite
-Yöneten yönetilen ayrımı vardır
-Hükümdar gelenek ve törelere göre yönetir
-Eğer bunlardan saparsa isyan çıkar
-İsyan düzene değil hükümdara karşıdır
-Hükümdar gücünü soydan alır ve kurmay takımı ile korur
b-Karizmatik Otorite
-Hükümdarda olağan üstü niteliklerin olduğuna inanılır
-Lider yanılmaz,söylediği yasadır
-Mutlak itaat vardır
-Yöneten yönetilen ayrımı vardır
c-Hukuki ve Demokratik Otorite
-İktidar yazılı hukuka dayanır
-Yöneten yönetilen ayrımı yoktur,eşitlik
-Yasama(Meclis)Yürütme(Hükümet) Yargı(Bağımsız mahkemelerle güçler ayrılığı ilkesi vardır.


4-BİREYİN TEMEL HAKLARI
Kişinin sadece insan olduğu için sahip olduğu devredilemez haklardır
Bunlar;özgürlük,yaşama ,mülkiyet,düşünme,ifade etme,zulme karşı koyma vb

5-BÜROKRASİNİN İŞLEVİj
a-Bürokrasinin olumsuz yönleri
-Yavaşlık
-Statükoculuk
-Gelir dağılımında eşitsizlik
-Kırtasiyecilik
b-M.Weber’e göre bürokrasiyi akılcı kılan yanları
-Yasal kurallar ve yaptırımlar
-Sürekli memurlar kadrosu
-Yazılı belgelere dayanan çalışma geleneği
-İşbölümü ilkesine dayalı görev ve yetki dağılımı
Weber’e göre bürokrasinin olumsuz yönleri bunalım dönemlerinde ortaya çıkan karizmatik liderlerle aşılır
c-Bürokrasinin Gereği
-İnsan disharmonik bir varlıktır
-Hukuki ve demokratik egemenlik tarzı için zorunlu
6-SİVİL TOPLUMUN ANLAMI
Devletin direk müdahalesi dışında kalan alan
SORULAR
1-Siyaset felsefesinin konusu nedir?
2-Temel kavramları nelerdir?
3-Temel soruları nelerdir?
4-İktidar nasıl meşru olur?
5-Geleneksel,karizmatik,hukuki otoritenin özellikleri nelerdir?
6-Bürokrasinin olumsuz yönleri nelerdir?
7-Bürokrasi niçin gereklidir?
8-Weber’e göre bürokrasiyi akılcı kılan yanları nelerdir?
9-Çağdaş toplum –Bireyin temel hakları-Hukuki otorite-Bürokrasi arasındaki ilişkiyi açıklayınız.

SİYASET FELSEFESİNİN ANA PROBLEMLERİ
1-KARMAŞA-DÜZEN-ÜTOPYA
A-DÜZEN VE DEVLET NİÇİN GEREKLİDİR?
-İnsan toplu halde yaşamak zorundadır
-karmaşa halinde varlığını sürdüremez
-düzen varolmak için zorunluluktur
-düzen kurallarla sağlanır
-bu kurallar geçmişte gelenekler,günümüzde hukuk kurallarıdır
-kuralları işletmek,uygulamak için bir kurum gereklidir
-bu kurum devlettir
-o halde devlet bir varlık zorunluluğudur

İnsan disharmonik bir varlıktır.İyiye olduğu kadar kötüye de yönelebilir.Kötüye yönelme karmaşaya yol açar.Kurallar iyiye yönelmeyi sağlar.Kuralları işleten kurum devlettir.


B-İDEAL DÜZEN VARMIDIR?
1-YOKTUR DİYENLER
a-Sofistler:
-Devlet sözleşmelerle oluşur
-doğru bilgi kişiden kişiye değişir
-herkesin kabul edeceği ideal bir düzen olamaz
b-Nihilizm:
-Hiçbir otorite kabul edilme(otoritesiz düzen olmaz)
2-VARDIR DİYENLER
a-Özgürlüğü temel alan yaklaşım:Kapitalizm,liberalizm .Smith,mill
b-Eşitliği temel alan yaklaşım:Sosyalizm.Marx,s.simo n
c-Adaleti temel alan yaklaşım:

C-ÜTOPYALAR
a-İstenilen Ütopyalar:
1-Platon-Devlet
-İnsanda üç yeti vardır.bunlar
duygu:itaat eder
Cesaret:Eylem yapar
Akıl:emreder

Devlette de üç sınıf olmalıdır
1--İşçiler
-görevleri ..üretmek
-erdemleri..çalışmak ve itaat
-özel mülk serbest
-aile kurmak serbest
2-bekçiler
-görevleri..savaşmak,korumak
-erdemleri..cesaret
-özel mülk yasak
-evlilik yasak
-eğitim..cesaret veren eğitim ve kabalıktan kurtaracak ruh eğitimi
3-Yöneticiler
-filozoflar
-Eğitim..bekçi+felsefe
-özel mülk yasak
-aile yasak
-görev yönetmek

a-aristokrasidir
b-yöneten yönetilen ayrımı vardır
c-demokrasi karşıtıdır
d-sınıf ayrımı vardır
e-önemli olan devlettir






2-T.Moore-Ütopya
-Aile en önemli kurum
-sınıf ayrımı yok
-özel mülk yok
-para yok
-yöneticiler seçimle başa gelir
-eğitim zorunlu ve eşit
-temeli hoşgörü
-din serbest
-savaş sevilmez
3-Campanella-Güneş Ülkesi
-Aile yasak-bütün kötülüklerin kaynağı
-özel mülk yok
-baş metafizikçi yönetir
-3 yardımcısı var
pon-güç-savaş sevilir
sin-bilgelik-eğitim +din
mor-aşk-sağlık,neslin devamı
--din tek
--eğitim zorunlu,eşit,dini eğitim var
--yöneten yönetilen ayrımı var
--
4-Farabi-El medinet’ül fazıla
-Yönetim seçimle
-yöneticinin özellikleri
akıllı-anlayışlı-belleği güçlü-okumayı seven-güzel konuşan-dünya malına ve eğlenceye düşkün olmamalı
-En büyük erdem yardımlaşma
-insanların yardımlaştığı şehir erdemli şehir,devlet erdemli devlet
-en yetkin devlet dünya devleti

b-İstenmeyen Ütopyalar
1-1984-orwell
2-Yeni Dünya

2-BİREY VE DEVLET
Birey devlet ilişkisi egemenlik tarzına göre değişir.
-itaat eden, emreden
-hukuksal,toplumla birlikte
---birey için devlet,devlet için birey,karşılıklı
---Devlet adına bile olsa bireyin temel haklarından vazgeçmesi beklenemez
a-Y.HAS.HACİP
-kutadgu bilig
-devletin önde gelen özellikleri
1-akıl..2-adalet..3-doğru yasa
akılla doğru yasa yapılır.doğru yasa ile adalet sağlanır
--devletin amacı bireyi mutlu kılmak
--birey Tanrısal değerleri özümseyerek erdemle dolar ve kişilik kazanır



b-MONTESQUİEU
--Üç temel siyasi duygu vardır
1-Monarşi ..namus ve şerefe dayanır..namus ve şeref ayrıcalık ve farklara olan bağlılıktır
2-İstibdat..korkuya dayanır..doğası bozuktur,yıkılır
3-Cumhuriyet..Erdeme dayanır(erdem=iyiye yöneliş)..Kanunlara saygı bireyin topluma bağlılığını dile getirir.
---Montesquieu’ya göre erdem :KANUNLARA SAYGI BİREYİN TOPLUMA SAYGISIDIR.
---Devlette üç güç vardır
a-yasama
b-yürütme
c-yargı

...sadece cumhuriyetlerde güçler ayrılığı ilkesi vardır.
Bu üç gücü belirten ilk kişidir.
Birey devlet ilişkisi cumhuriyetle karşılıklı hale gelir.
Birey devlet ilişkisini karşılıklı hale getiren ve etkisi büyük olan bir filozoftur.


VARLIK FELSEFESİ(ONTOLOJİ)

VARLIK

VAROLAN VAROLMAK
VAROLAN BİLME KONUSU YAPILABİLENDİR
VAROLMAK BİLME KONUSU OLABİLMEKTİR

SUJE OBJE Bilme konusu olan her obje varolmak özelliğini taşır.

Amerika kıtası var mıdır? Sorusuna günümüzde evet cevabını veririz.Ancak bundan 1000 yıl önce aynı soruyu sorsaydık cevap ne olurdu?Niçin?Yok dememiz yok olduğunu mu gösterir?

İki tür varlık vardır
a-Düşünsel varlıkuyularla algılanamaz.Geçmişi ve geleceği yoktur
b-Gerçek varlık:Somut,varolur ve yok olur

ONTOLOJİ AÇISINDAN VARLIK
TEMEL PROBLEM:VARLIĞIN VAROLUP OLMADIĞI PROBLEMİDİR
TEMEL SORU:VARLIK VARMIDIR ,VAR İSE VARLIK NEDİR

A-Varlık yoktur
1-Nihilizm(Hiççilik)
2-Taoizm
-Tao evrenin düzenidir
-Bütün olayların kendisinden çıktığı sonsuz özdür
-Gerçek olan odur ve o tektir
-Olaylar dış görünüşlerdir ve görecelidir
-Taoyla birleşen kişi aldatıcı dünyadan uzaklaşır ve ölümsüzlüğe kavuşur
-Taoyla üç yolla birleşilebilir Düşünce,Vecd,Sezgi

B-Varlık Vardır
REALİZM:
Sanatta ve edebiyatta gerçeği olduğu gibi yansıtmaktır
-Bir olayın anlatılması bir resmin aynen çizilmesi gibi
-Bu görüşe göre resim gerçeği yansıttığı ölçüde güzeldir
FELSEFEDE REALİZM:
A-ONTOLOJİ AÇISINDAN REALİZM:Gerçekler bizden bağımsız ve nesnel olarak vardır.
B-EPİSTEMOLOJİ AÇISINDAN REALİZM:Objeler sujeden bağımsız olarak vardır
C-PLATON’UN İDEALAR ÖĞRETİSİ:Gerçek varlık vardır ve idealar dünyasındadır
D-ORTAÇAĞDA REALİZM:Ortaçağ filozoflarının üzerinde tartışığı bir konudur.Ortaçağın en önemli tartışması olan TÜMELLER TARTIŞMASINA verilen cevaplardan biridir.
Tümeller tartışması tümel kavramların gerçek birer varlık olarak varolup olmadıkları sorunudur.
Bu konuda üç görüş vardır:
a-Realizm:Tümel kavramlar bilincin dışında vardır.Ortaçağda realizm demek idealizm demektir.Platon’un idealar öğretisine bağlı olanlar savunur.
b-Konseptualizm(Kavramcılık)Tüme l kavramlar yalnızca düşünsel varlıklardır
c-Nominalizm(Adçılık)Tümel kavramlar birbirine benzeyen varlıklara insanlar tarafından verilmiş adlardır
ORTAÇAĞIN İLK DÖNEMİNDE REALİZM,12.YY’DA KONSEPTUALİZM,14YY DAN SONRA NOMİNALİZMETKİN OLMUŞTUR.



TEMELPROBLEM: VARLIK VAR İSE VARLIK NEDİR?
A-OLUŞ OLARAK VARLIK:
1)Herakleitos:
-Bir nehirde iki kez yıkanamazsınız
-Her şey her an değişir
-Değişim karşıta doğru olur
-Gece gündüze,doğum ölüme gider
-Bu karşıtların savaşını meydana getirir
-Karşıtların savaşı varlığı meydana getirir
-Savaş her şeyin babasıdır
-O halde varlık bir oluştur
-Logos bunu düzenleyen yasadır
-Temel madde ateştir
-Herakleitos diyalektiği

2)Whitehead:
-Evrende mekanik bir düzen yoktur
-Evren sürekli bir oluş halindedir
-Bu oluş canlı bir oluştur
-Her şey birbirine bağımlıdır
-Her varlık varolmak için bir diğerine muhtaçtır
-Evrende iki karşıt güç bunu sağlar
a-Yaratıcılık olanağı sağlayan güç
b-Süreklilik olanağı sağlayan güç


B-İDEA (DÜŞÜNCE)OLARAK VARLIK(İDEALİZM)


PLATON
İdealar öğretisi

ARİSTOTELES
-Varlığın özü tek tek varlıkların içindedir
-Bütün varlıklar madde ve formdan(Biçim) meydana gelir
-Madde hava,su,toprak,ateş
-Form ruhtur
-Gerçek varlığı oluşturan 4 neden vardır
1-Maddesel Neden:Varlığın oluştuğu madde
2-Formel neden :Varlığa biçim veren
3-Yapıcı neden:Yapıldığı araç,Meydana getiren
4-Ereksel neden:Amaç

Varlığın temeli formdur.Madde sonra gelir.Madde kusurlu ,form kusursuzdur

FARABİ
-Vacib’ül Vücud=Zorunlu Varlık=Tanrı
-Varolmak için başkasına muhtaç değildir
-Diğer bütün varlıklar varolmak için muhtaçtır
-Varlığın özü Tanrıdadır
-Tanrı saf akıldır,saf iyiliktir ve bu bütün varlıkların oluş nedenidir


TANRI(VACİB’ÜL VÜCUD)


AKIL(TÜMDENGELİM-DOĞRU-İYİ)


MADDE

TANRI BÜTÜN VARLIKLARI SAF AKIL VE SAF İYİLİKLE YARATMIŞTIR. VARLIĞIN ÖZÜ TANRIDADIR.O HALDE VARLIĞIN ÖZÜNE ULAŞMANIN YOLU AKIL VE İYİLİK OLACAKTIR.

HEGEL

-Salt düşünceyle doğruya ulaşılır
-Düşünce tez-antitez-sentez diyalektik süreci ile sürekli gelişir
-İdea hiçbir zaman kaybolmaz
-Tüm varlıklar evrensel ideanın ürünüdür
TEZ-Kendinde İdea
ANTİTEZ-Kendi dışında idea
SENTEZ-Kendinde ve kendisi için idea(insan kendi bilincine varır ve temel ideaya yönelir)

C-MADDE OLARAK VARLIK(MATERYALİZM)

DEMOKRİTOS:
-Varlık atomlardan meydana gelir
-Temel madde atomdur
-Atomlar renk ve biçimdedir
-Nesnenin varolması atomların birleşmesi,yok olması atomların ayrılmasıdır.
-Atomlar yok olmaz
-‘Hiçbir şey yoktan var olmaz ,varolan bir şeyde yok olmaz
-Mekanik materyalisttir.
-Mekanik materyalizm:Nesneler kendi başlarına ve değişmez özelliklere sahip varlıklardır.Evren değişmeyen bu parçalardan meydana gelir.

THOMAS HOBBES
-Çıkış noktası Bacon emprizmidir
-Dünya mekanik hareket kanunları tarafından yönetilen cisimler bütünüdür
-İnsan ve hayvan bu bütünün parçasıdır
-Varlık maddedir ve madde cisimlerden ibarettir
-Cisimler üçe ayrılır
a-Doğal Cisimleroğadaki tek tek nesneler
b-Yapma Cisimleroğal cisimlerden yapılanlar
c-Ahlaki Cisimler:Anlaşmalar,sözleşmele rle oluşan (devlet,ahlak,hukuk)
-Devlet anlayışını anlattığı kitabının adı Leviathandir(dev)





K.MARX
-Evren tez antitez ve sentez şeklinde diyalektik bir şekilde sürekli gelişir
-Gelişen maddedir
-Maddenin gelişmesi düşünceyi geliştirir
-Diyalektik Materyalizm

D-HEM DÜŞÜNCE HEM MADDE OLARAK VARLIK (DUALİZM-İKİCİLİK)
DESCARTES:
-Özleri birbirinden farklı ,3 farklı töz vardır.
a-Tanrı:Sonsuz tözdür.Varolmak için başka hiçbir şeye gereksinim duymaz
b-Ruh:Sonlu töz
c-Madde:Sonlu töz
‘Düşünüyorum o halde varım’
-Düşünen şeyin varlığını doğrudan biliriz(RUH)
-Yer kaplayan şeyin varlığını dolaylı biliriz(MADDE)
-Varlık ruhuyla düşünce bedeniyle maddedir.

DESCARTES’IN KARŞILAŞTIĞI SORUN:
Ruh ve beden gibi özleri birbirinden farklı iki töz nasıl bir arada olabilir?
Bu sorunu çözmeye çalışanlara KARTEZYEN DESCARTESÇI denir.

Spinoza tek cevher Tanrı(doğa)dır düşüncesiyle sorunu çözmeye çalışmıştır.
Monizm (Tekçilik) Düşüncesiyle çözüm bulmaya çalışır
 

Misafir - 697065

çok karışık . daha düzenli olsaydı iyi olurdu
 


Üst Alt