Ege Bölgesinin Örf ve Adetleri

Sponsorlu Bağlantılar

Doğuş Pertez

Doğuş Pertez

Admin
    Konu Sahibi
Ege Bölgesinin Örf ve Adetleri
Ege Bölgesinin Örf ve Adetleri Nelerdir, Ege Bölgesinin Gelenek ve Görenekleri, Ege Bölgesi Örf ve Adetleri

DÜĞÜN

Afyonkarahisar'da evlenme törenleri sırasıyla şöyle oluşmaktadır: Dünür gezme(görücülük), söz kesilip kahve içme, nişan(yavuklu olma), şerbet içilmesi, karşılıklı sini( tepsiyle baş üstünde nişan hediyesi olan şeker, çerez, iç çamaşırı, mendil, çorap v.b. hafif eşya) gönderilmesi, sini ardı (nişan tepsilerinin karşılıklı gönderilmesinden sonra kız evince yapılan yemek ziyafeti), kandillikler(kandil günlerinde gönderilen kına ve kandil helvası, buna karşılık kız evinden oğlan evine bir tepsi ağzıaçık, bir çeşit börek veya lokma) gönderilmesi, hıdrellez daveti(nişanlık zamanı hıdrelleze rastlarsa oğlan tarafından "Hıdrellezlik" gönderilir. Kuzu kesilerek yemekli kır daveti yapılır. Bayramlık(kız evinden oğlan evine, oğlan evinden kız evine karşılıklı çamaşır), kurban bayramında ise süslenmiş koç(oğlan evinden kız evine) gönderilir.

Nişandan düğün haftasına kadar bu töre ve gelenekler, ailelerin maddî durumuna göre yapılır. Düğün haftasından önce iki aile, düğün, nikah ve esvap kesme gününü tesbit eder, hazırlıklara başlar. Oğlan evi tarafı gelini tanınmış bir mağazaya davet eder. Mağazada gelin için alınacak giysi ve gelinlik v.b. eşyaya bakılır. Buna "Esvap Kesme" adı verilir. Esvap kesmeyle beraber, her iki taraf, düğün için yakınları (eş,dost ve akraba) davet etmek üzere "Okucu" adı verilen sözlü davetçi gönderirler. Günümüzde ise davetiye kartları gönderilmektedir.

Kadın okuyucular düğün sahibinin yakınlarını ev ev dolaşarak düğüne davet ederler. Böylece düğün başlamış olur. Düğün dört gün devam eder. Çarşamba günü düğünde oğlan evinde yemek davetleri öğleden itibaren başlar.

Akşam yemeğine daha çok gençler(damadın arkadaşları) davet edilir. Aynı gün öğleden sonra "Saç Kesme" yapılır. Kaynananın başkanlığında kalabalık bir kadın grubu oğlan evinden kız evine gider. Kız evinden en az iki tefçi kadın oğlan evinden gelen kadın grubunu ayakta tef çalarak ve türkü söyleyerek, düğün evinin merdiveni başında veya taşlığında karşılar. Kız evinden çağrılmış olan misafirler diğer davetlilerle birlikte toplanır. Çengiler durmadan türkü söylemeye devam eder. Gelin kız, kaynananın bulunduğu yere gelir. Kaynananın ve misafirlerin ellerini öptükten sonra kaynananın önüne diz çöker. Önce kaynana, görümce, teyze,yenge(amca, dayı hanımları) birer ikişer saç Tlfini kesmek suretiyle "Saç Kesme" töreni yerine getirilir. Bu törende kaynana, geline ziynet olarak ne takacaksa (altın, inci, gerdanlık, küpe, bilezik v.b.) sırasıyla takar. Tören bittikten sonra gelişlerinde olduğu gibi giderlerken de çengiler, ayakta çalarak uğurlarlar. Saç kesme töreninin akşamı "Kına Gecesi" yapılır.

Aydın mutfağı, Türkiye'nin çok zengin, çeşidi bol ve lezzetli mutfakları arasındadır. Yörenin zeytinyağlı yemekleri, incir,üzüm ve bunlardan yapılan şaraplar, narenciye ürünleri, turunç reçeli ve çipura, kefal, mercan ve barbunya gibi zengin balık çeşitlerinin tadılması tavsiye edilir. Yörenin kendine özgü yemeklerinden bazıları; çorbalardan tarhana çorbası, kulak çorbası; yemeklerden acılı güveç, patlıcan biber kızartma, zeytinyağlı kırlı kızartma, zeytinyağlı taze ve kuru börülce, patlıcan kavurma, sarmaşık ve kedirgen kavurma, yaprak sarma, etli nohut yahnisi, nohutlu kereviz, etli enginar, arap saçı,ciğer sote, imambayıldı, keşkek, tandır kebap, yuvarlama (sıkma), paşa böreği, cilav(ayran böreği); salatalardan patlıcan-biber teretoru (turşusu), börülce teretoru, turp otu salatası, semizotu salatası, çingene pilavı; tatlılardan ise irmik helvası, zerde, muhallebi, sütlaç, aşure, lokma, pelvize tatlısı, paşa böreği, yuvarlama, ısırganotu böreği sayılabilir.

YÖRESEL GİYİM:

Hızlı Kentleşme ve modern yaşantı eğilimleri nedeniyle Aydın yöresi geleneksel giysileri çoğunlukla kırsal yerleşim birimlerinde görülmektedir Fakat çeşitli kutlamalarda ve festivallerde ve özel günlerde geleneksel giysileri görmek mümkündür. Yörükler ve Türkmenler giysilerin çok süslü, renkli ve göz alıcı olmasına özen gösterirler. Baş örtüsünden takkeye, börümcük gömleğe, çuhadan işlemeli cepken şalvara, üç eteğe dek pek çok giyim eşyasının el dokuması olması ayrı bir önem taşır. Giyimlerin vazgeçilmez parçaları olan nakışlar, oyalar, işlemeler, sim işlemeler değişik özellikler taşır. Efe giyimi Aydın yöresinin simgesidir. Efeler püsküllü fes, yemeni, zıbın, camadan, cepken ve şalvar giyerler. Beldeki örme kuşak şal ve deri silahlık ve baldırdaki tozluk giyimi tamamlar.

YÖRESEL GİYİM:

Denizli�nin kendine özel mahallî kıyâfeti vardır. �Süğüm�, �çeki�, �yemeni�, �cepken� ve �şalvar� ve diğer mahallî kıyâfetler ancak düğün ve folklor gösterilerinde giyilir. İlin çeşitli yörelerinde giyimde farklılıklar görülür. Kadın giysilerinde görülen bazı özellikler: Acıpayam, Tavas ve Çameli yöresinin günümüzdeki kadın giysileri arasında fazla farklılık yoktur.

Kadınlar genel olarak geniş ve paçaları golf tipi, lastikli şalvar giyerler. Üst giysiler dizlere kadar uzayan bazıları parçalı, bazıları yekpare biçimde �fistanlar� dır. Başa genellikle ön tarafına sarı pul paralar dizilmiş fesler giyilir. Fes üzerine bir örtü bağlanır. Giysiler renk renk kumaşlardan yapılır. Baş örtüleri deç beyaz veya renkli kreplerdir.

Güney, Buldan yöresi kadın giysilerinde topuklara kadar uzayan �fistan� lardan ibarettir. Ayrıca �peştamal� denen bir örtü bele sarılır. Özellikle giyilen peştemaller pamukludan yapılmış, çizgili ve renk renktir. Düğün derneklerinde kullanılanlar ise ipekten yapılmış, renkli ve düz desenlidir. Yine aynı yöre köylerinde kadınlar kat kat çeşitli kumaşlardan yapılmış topuğa kadar uzayan şalvar da giyerler. Peştamal ve fistan üzerine renkli veya düz üstlükte kullanılır.

Bu üstlüklere �Buldan üstlüğü� denir. Çal, Çivril yöresi giysileri Tavas Yöresini uyarsa da bazı farklılıkları vardır. Köylerde genellikle renkli kumaşlardan üç etek adı verilen fistan, şalvar ve pullarla süslü fes giyerler.

DOĞUM
Doğumun ailede yarattığı sevincin eşe dosta duyurulması ve paylaşılması çevresine oturan köklü bir gelenektir. Etrafına kümelendirilen seremon ve törensel geçişler adete protokol gibi esnetilmeden uygulanır. Günlerce süren bir kutlamalar silsilesi içinde sürdürülür. Bebek ve anne için doğumdan iki üç hafta sonra evin misafir ağırlanan odasının baş köşesine normal boyundan daha yüksek bir yatak süslenir. Bu yatak ailenin bebeği için yapılır. Yatağın süsleme malzemeleri ailenin ve yakınlarının çeyizlerinden bir araya getirilen, birbiriyle uyumlu, sim sarma, renkli nakış ve tel kırma tekniklerinde işlenen baş tülbentleri, çevre, uçkur, peşkir, bohçalar, bürümcük çarşaflarıdır. Yatağın dört bir yanına çıta konur. Çıtaların çevresi bürümcük çarşaflar veya benzeri kumaşlarla boğum boğum süslenir. Yatağın arka ve baş yan duvarları ağır işlemeli şalvar kumaşları ile kaplanır. Bu kumaş üzerine ortalanarak sim sırma işli bir bohça hafif eğimler verilerek zemine iğneleyerek şekillendirilir. Bu şekillendirme malzemenin çokluğuna, yapan kişinin becerisine bağlıdır. Genellikle uçları açık S, göbek, kelebek, takke şekilleri ile kompozisyonlar meydana getirilir. Bunlar duyulan sevincin sembolü sayılır. Yatağı ön st ve yan üst kısımları bir baş tülbendinin işli yerleri görünecek şekilde kapatılır. Veya renkli ipek krepler, iğne oyalı danelerin çapraz bükülmesi ile baklava biçimli kafes oluşturulur. Kafeslerin ortasına külte inci ve altın tuğralar asılır. Yatağın bir köşesine gelin tacından- bulunan tac krebinin içine sarımsak, çörekotu ve tuz konularak sıçan denilen nazarlık yapılır ve asılır. Gelin misafirleri ipekli bir kıyafetle karşılar. Misafirlere kahve , çay pasta börek yanında özel yapılmış baharatlı tarçınlı karanfilli sıcak loğusa şerbeti ikram edilir. Doğu yatağı 40 gün ziyaret edilir.

SÜNNET
Anadolu'da çocukla ilgili geleneksel işlemlerden en önemlilerinden biriside sünnet geleneğidir. Çocuklar çoğunlukla okul çağına yakın veya ilkokul yıllarında ergenlik çağına girmeden sünnet edilmektedirler. Sünnet tekli yaşlarda ve tören ise okulların kapanmasından sonra yaz mevsiminde yapılır. Sünnet giysisi tören hazırlıklarının en önemli bölümünü oluşturmaktadır. "Maşallah" işlemeli sünnet elbisesi alınır ve giydirilir. Sünnet evinin misafir ağırlanan odasının baş köşesine normal boyundan daha yüksek bir yatak hazırlanır. Sünnet yatağı da doğum yatağının aynı malzemelerle ve aynı şekilde yapılır. Tek farkı sünnet çocuğunun ilgisini çekecek renkli ve ışıklı süslerin ağırlıklı ilaveleridir.

Her il ve yörede olduğu gibi, Muğla�da da geçmişten bugüne süregelen bazı inançların gereğini yerine getirmek gelenek ve görenek haline gelmiştir. Bunları kısaca ele alacak olursak: Dini Bayramlarda, Kandil ve Arife gibi kutsal sayılan günlerde ölüler ziyaret edilerek mezarlarına �Mersin� adı verilen yeşil bir bitkinin dalları bırakılır. Halk inancına göre Mersin, ölünün kabir azabını azaltır, ona ortak olur ve ölünün üzerinde salavat getirir. Ölüler gömüldükten sonra, mezarın çevresine uzun ince kazıklar sokulur ve bu kazıklara boydan boya kefen bezinden yırtılarak elde edilen beyaz şeritler sarılır. Bunun yapılmasının sebebi ise, mezarın vahşi hayvanlarca deşilmesini engellemektir.


Kandil günlerinde ve ölülerin gömülmesinden hemen sonra mevlit okutulur. Gene Kandil günlerinde, ölenlerin yedinci ve elli ikinci günlerinde Lokma ve Katmer adı verilen hamur işleri yapılarak hayır için dağıtılır. Muğla�da ayrıca ölüler için de kurban kesme geleneği vardır. Ölü kurbanları, Kurban Bayramı�ndan bir gün önce yani Arife günü kesilir ve eti de aynı gün dağıtılır. Muharrem ayında Aşure yapılır. Lokma ve Aşure yapma geleneği, Regaip, Miraç ve Berat Kandili günleri için de geçerlidir. Yapılan bu lokma ve aşureler konu komşuya dağıtılır. Ayrıca namazdan sonra cemaate de yedirilir. Muğla�da ezana karşı ayrı bir saygı vardır. Halk düğünde, çalgılı toplantıda ve benzeri özellikteki eğlencelerde iken ezanın okunması halinde, ezan bitinceye kadar eğlenceye ara verir. Fal bakma, büyü yapma, rüya yorumu, uğurlu uğursuz günler, hayvan, eşya ve çeşitli davranışların anlamlandırılması gibi bazı inançları da Muğla�da görmemiz mümkündür. Halen bazı köylerde fal bakan, büyü yapan özel kişiler mevcuttur. Salı günleri uğursuz kabul edilir ve hayırlı bir iş tutulmaz. Cuma günleri ise uğurludur. Hayvanlardan tavşan uğursuz, tilki ise uğurludur. Aksesuar olarak hemen hemen her çocukta nazarlık vardır. Eskiden köy evlerinin kapılarına içi pamuk doldurulmuş, zeybek giysili, bezden bebekler asılırdı. Bu da kudret ve dürüstlüğü simgelerdi. Salı ve Cuma günleri çamaşır yıkanmaz, çamaşır ve bulaşık suları her yere dökülmez. Saçaklardan su damlalarının düştüğü yere çocuk bırakılmaz ve Zemheride çocuk çamaşırları dışarı asılmaz. Geceleri, ömür kısalır gerekçesiyle tırnak kesilmez. Yeni doğan çocuklar, kırkı çıkıncaya kadar yalnız bırakılmazlar. Şeytanın değiştireceğine inanılır. Ayrıca, yeni doğan çocuklar günden güne zayıflıyorsa, şeytanın değiştirdiği düşünülerek Allan Kavağı�na götürülür ve çocuğun elbiseleri buraya bırakılır. Mevlitlerin okunması esnasında Günlük Ağacı�nın kurutulmuş meyvesi yakılarak �Buhur� denen tütsü verilir. Muğla�da ayrıca göze çarpan bir özellik de evlat edinme geleneğidir. Ekonomik durumu iyi olan aileler, bakıma muhtaç olan çocukları, kendi çocukları olsa bile, evlatlık olarak yanlarına alırlar ve onları büyütürler. Daha sonra da okutarak evlendirirler.

EVLENME :

Eskiden Uşak�ta evlilik görücü usulü ile olurdu.Beğenilen gelin adayı kızın evine oğlan tarafı münasip kişilerle birlikte �Dünür gider� Allah�ın emri, peygamberin kavli ile kız istemeye geldiklerini belirtirler.Kız tarafı düşünmek, araştırmak ve danışmak için süre ister.Oğlan tarafının daha sonraki ziyaretinde uygun bulunursa söz kesilir.Nişan konur,nişan töreni yapılır.Bu törende misafirlere nişanlanan çiftlerin ömür boyu işleri beyaz, günleri aydınlık olsun diye süt içirilir.Düğün sırasında kız kendini kardeşlik oğlanda sağdıç tutar.Düğünler genelde Perşembe veya Pazar gecesi esas alınarak başlar.Üç,beş gün önceden eşe dosta akrabalara oku denilen davetiyeler gönderilir.Düğün gününden bir iki gün önce davul zurna getirilir,yemek hazırlıklarına başlanılır,etlik hayvanlar kesilir,keşkekler dövülür,büyük kazanlarla yemekler pişer,misafirlere ikram edilir.Gerdekten bir gün önceki gece kına gecesidir.Oğlan evi tarafından hazırlanan �kına heybesi� kız evine götürülür.O gece kız evinde şenlikler yapılır.Kına gecesi günü oğlan tarafının aldığı �çeyiz� davul zurna eşliğinde kız evine götürülür.Kız tarafının çeyizi ile birlikte sergilenir.Düğün günü bütün çeyizler toplanır.Tekrar oğlan evine yeni çiftlerin eşyaları olarak gider.Gelin alma günü Perşembe veya Pazar günüdür.Bugünlerde eğlence yapılmaz gelin hazırlanır,süslenir,giydirilir.Herkesin görebileceği bir odada bekletilir.Oğlan evinde güvey hazırlanır ve öğleden sonra davul zurna eşliğinde arabalı düğün halayı konvoy halinde gelin almaya gider.Kız evinde fazla beklenilmez gelin çıkarılır.Daha sonra oğlan evine dönülür.Gelin inince damadın babası tarafından avluya kadar götürülür.Burada gelin oturur.Oyunlar oynanır.Aynı gün kız evinden sinilerle baklava, börek, tavuk eti vb. yiyecekler gelir eğlenceler akşama kadar devam eder.Gelin gerdek odasına girmeden önce kapıya bir parmak yağ çalar,çivi çakar,gelinin eline ekmek verilir.Gelin ekmekleri omzundan geri atar.Orada bulunanlar ekmekleri toplarlar.Gerdek gecesi akşamı hoca çağrılır.Daha önce kıyılmış resmi nikaha ilaveten dini nikah kıyılır.Damat sağdıcı tarafından yumruklanarak gelin odasına konulur.Damat gelini konuşturmak için çeşitli hediyeler verir.Kız evinden gelen tavuk eti ve baklavalar yenir.Damat önde gelin arkada iki rekat namaz kılarlar.Ertesi gün evdekilerin eli öpülür.Kızın annesine haber gönderilerek bahşiş alınır.Aynı gün kız ve oğlan evinin birlikte katıldığı �yan günü� eğlencesi yapılır.Yemekler yenilir.
 
CABBAR

CABBAR

Üye
Afyonlu olduğumdan şüphe ettim :) eski adetler bunlar şimdilerde sadece kıyıda köşede kalmış küçük köylerde yapılıyor. Aslında eğlenceli ve kültürü yansıttığı için önemli bu gelenekler yalnız zamanla körelmis birçok geleneğimiz gibi bunlarda. Yaşatmaya çalışanlar olsa da deryada katre bunlar. Zaman sana ayak uydurmuyorsa sen zamana ayak uyduracaksın bu böyledir. :)
 


Üst Alt